Bulgaristan,  Ülkeler

Türkiye’den Bulgaristan’a Otobüs Yolculuğu (Kapıkule ve Dereköy Sınır Kapıları)

Son güncelleme tarihi: 15 Eylül 2019

Ön bilgi: Aldığım sayısız sorunun ardından zorunlu bir açıklama yapıyorum. Ben seyahat danışmanı değilim, bu yüzden lütfen “şu tarihte şu ülkeye gideceğim, oradan şuna gideceğim, şu sınır kapısında sorun olur mu” türü sorularınızı yanıtlayamayacağım. Yazının içinde bildiğim, karşılaştığım her şeyi anlatıyorum zaten. Bilginize.

Birçok kişi için, özellikle de Balkan göçmeni olanlar için bu yazının pek bir değeri olmayacaktır. Ama kara sınırlarında yaşadığım deneyimleri yazmak bir alışkanlığa dönüştü, geleneği bozmayalım. Daha önce Sarp sınır kapısından Gürcistan’a geçmişliğim vardı, sonra Hırvatistan’la Bosna arasındaki acayip sınır kurallarına maruz kaldım, Bulgaristan’a yaptığım iki seferin ardından Kapıkule ve Dereköy sınır kapılarını da görmüş oldum.

Türkiye’den Bulgaristan’a giden birkaç tane otobüs firması bulunuyor (Metro, Nişikli, Huntur vs.). Burgaz Varna ve Dobriç’e giderken Dereköy sınır kapısı geçiliyor ama Plovdiv ve Sofya yönüne giden otobüsler, Orta ve Batı Avrupa yönüne giden diğer tüm araçlar gibi Kapıkule’den çıkıyor. Ben ilk olarak Kapıkule’yi anlatacağım, sonra Dereköy’den bahsedeceğim.

Sofya otogarı'ndan tabela
Örneğin Huntur, her gün İstanbul-Sofya arasında 1 gidiş 1 geliş sefer düzenliyor.

Kapıkule Sınır Kapısı

Plovdiv üzerinden Sofya’ya gidecek otobüsümüz daha Esenler Otogarı’ndan çıkmadan neredeyse hiç Türkçe bilmeyen Bulgar muavinimiz pasaportları ve biletleri topladı, bir kutuya koydu. Sonra geri verdi. Bir yerlere adımızı mı bildirdiler ne oldu bilmiyorum. Zaten otobüsün çoğu Türkçe konuşsa da Bulgar pasaportluydu. Otobüs akşamın geç saatlerinde yola çıktığından Türkiye’den çıkana dek uyudum, fazla bir olay görmedim.

Bir ara sınıra yaklaştığımızı hissettim, kenarda kuyruk olmuş tırlarla dolu yolda uzun kilometreler geçtik. Ben biraz daha uyudum, şoförün bağırmasıyla uyandım, Kapıkule’ye, Türkiye çıkışına gelmişiz. Tüm otobüs aşağı inip Türk kontrol memurunun küçük odasında kuyruk olduk. Ben bizim malum yurt dışı çıkış harç pulunu nereden alıyorduk diye merak ederken memur, önümdeki bazı Türk vatandaşlarına ’42 numaradan pul alın’ deyince merakım giderilmiş oldu. Gecenin 4’ünün soğuğunda it gibi titreyerek bir önceki bankoya koştum ve pul alıp geldim. Ama titremekten daha çok koyan, o iğrenç puldan şimdiye dek özenle koruduğum pasaportumun rastgele bir yerine memurun hiç acımadan pulu yapıştırıp onun üstünü mühürlemesi oldu. Siz siz olun, ya pul bedelini bankaya yatırıp dekont getirin ya da en azından önceden başka bir yerden pul almış olun. Sık geçenler bu olayı biliyorlardır zaten, başta söylediğim gibi ben acemisiydim Kapıkule’nin.

Kapıkule'de bayram kuyruğu
Kapıkule Sınır Kapısı’nda özellikle bayram zamanı yoğun bir trafikle karşılaşıyorsunuz…

Tabii hemen hatırlatalım, Bulgaristan Avrupa Birliği üyesi olduğu için Türkiye vatandaşlarının geçerli bir Schengen vizesi olması gerekiyor girebilmek için. Bulgaristan vizesi de alabilirsiniz gitmeden, ama bu vize Bulgaristan haricinde sadece Hırvatistan, Romanya ve Kıbrıs Rum Kesimi’ne girmenizi sağlayacağından başka bir AB ülkesinden almış olduğunuz vizeniz varken Bulgaristan’a gitmenizi tavsiye ederim illa gidecekseniz. Bulgaristan bu anlamda yukarıda belirttiğim ülkelerle aynı statüde.

Bulgaristan tarafına resmen geçmeden, başka bir Türk memur otobüse binip pasaportlarımıza biraz önce vurulan çıkış mührünü inceledi. Sonra Bulgaristan topraklarına girip kontrol için bekleyen otobüs kuyruğuna dahil olduk. Burası bayram nedeniyle midir nedir bilmiyorum, yavaş ilerledi. Bizim otobüse sıra geldiğinde yine hepimiz indik, bizim muavinden çok daha iyi Türkçe bilen, bilemiyorum belki de etnik Türk olan Bulgaristan sınır memuruna Kapitan Andreevo mührünü vurdurup otobüse geri döndük. Çantalarımız X-ray’den geçmedi. Sonunda tekrar yola çıkabildiğimizde, kapıda yaklaşık 1.5 saat geçirmiştik.

Sonrası yine daha çok uyuduğum bir yolculuk şeklinde devam etti. Plovdiv’de yolcuların çoğu indi, şehir çıkışındaki bir benzinlikte kısa bir mola verdik ve kalkışımızdan 9 saat kadar sonra Sofya’ya vardık.

Sofya Otogarı, Bulgaristan
Sofya merkez otogarı, bizdekilerle karşılaştırılacak büyüklükte olmasa da Türkiye’yle birlikte Avrupa’nın birçok farklı ülkesine seferler sunuyor.

Kapıkule üstünden Türkiye’ye dönüşte de benzer olaylar yaşadık. Bu sefer Plovdiv’den bindim ama yine biner binmez bizim pasaportlarla birlikte biletleri topladılar. Sınırda yine benzer olaylar oldu, önce Bulgaristan çıkışı, sonra Türkiye girişi ve yine 1 saatin üzerinde bir zaman geçirdikten sonra Türkiye’ye geçebildik. Plovdiv’den İstanbul’a geliş yaklaşık 7.5 saat sürdü bu sefer. Özellikle gece geçeceklere tavsiyem, yanlarında üstlerine atabilecekleri uzun birşeyler götürmeleri. Genelde kontrol memurları kapalı odalarda bulunsa da bazen açıkta duruyorsunuz veya öncekilerin çıkmasını bekliyorsunuz.

Dereköy Sınır Kapısı

Kapıkule’den sınır geçiş deneyimimin yaklaşık 2 yıl sonrasında Varna’ya gitmem gerekince bu kez de Dereköy sınır kapısını kullanma fırsatı buldum.

Dereköy Sınır Kapısı, Trakya’nın kuzeyinde kalıyor. İstanbul’dan kalkan otobüsler, Çorlu ve Kırklareli üzerinden Bulgaristan’a gidiyor. Yol boyunca, 2 paketten fazla sigarayı Bulgaristan’a sokamacavağımız konusunda muavinimizin bizi defalarca uyardığını belirteyim, yoksa tüm otobüs beklemek zorunda kalırmışız. Neyse, Esenler otogarından başlayıp 3-4 saat süren bir yolculuk sonunda sınır kapısına vardık.

Yine bayram tatilinde gitmiş olmamdan dolayı olsa gerek, Dereköy’de uzun br araç kuyruğu vardı ancak otobüsümüz bütün özel araçların önüne geçti. Kapıya varınca tüm otobüs birlikte inip kontrole girdik. Hemen indikten sonra biz pulsuzlar, orta şeritteki gişelerden customs yazanından meşhur yurtdışı çıkış harç pulunu aldık. Ardından otobüs yolcularına ayrılmış gişede pasaport kontrolünden geçtik. Türkiye tarafı hızlıydı, yarım saat içinde herkesin işi bitti. Herkes otobüste yerini alınca bir Türk gümrük görevlisi otobüse binip herkesin çıkış mührünü kontrol etti.

Dereköy’den sonra Malko Tırnovo Sınır Kapısı’na geçiliyor

Otobüs içinde ağır ağır ilerledikten sonra Bulgaristan tarafına, yani Malko Tarnovo sınır kapısına geçtik, biz otobüsten inmeden bir Bulgar memur bindi ve pasaportlarımızı topladı. Bulgar pasaportu olanları sadece gözüyle kontrol edip geri verdi, Türkiye pasaportlarını topladı. Bu sırada biz hala otobüsteyken başka Bulgar memurlar, bizim muavinlerle birlikte bagajlara göz gezdirdi, beğenmediklerini açtırıp içime baktı. Sonra otobüsten indik, otobüs bir çeşit açıkhava x-ray sisteminden geçti, otobüse bindik ve mühürlenmiş pasaportlarımız geri geldi. Otobüs bir kez de araba tamircilerdeki gibi bir çukurun üzerinden geçti ve işimiz yaklaşık 1.5 saat içinde bitmiş oldu. Hemen ardından para bozdurmak isteyenler için durup bir 10 dakika da sınırın hemen öbür tarafında Bulgar Levası almak isteyenleri bekledikten sonra acayip güzel bir ormanın içine dalarak tekrar yola çıktık ve Bulgaristan’ın Türkiye kadar güzel olmayan yollarında ilerledik.

Tabii her sınır kapısı gibi burada da bir ‘Duty Free’ bölgesi olmalı. Bazı arkadaşlarımın söylediğine göre Kapıkule’de gerçekten varmış ama ben göremedim, otobüs sadece söylediğim yerlerde durdu, kimse de birşey demedi. Ama Dereköy’de kendi gözlerimle gördüm, pasaport kontrolünün hemen sonrasında bir Duty Free bulunuyordu.

Genel anlamda bakarsak, çok da çileli olmayan bir otobüs yolculuğu yaşadım, Bulgaristan’a gitmek isteyenler için maliyet açısından uçaktan daha mantıklı olduğunu söyleyebiliriz bu yolun. Zaten Türkiye’den Bulgaristan’a sadece THY uçuyor ve sadece Sofya’ya ve Varna’ya direkt gidiyor. Üstelik pek de ucuz değil, aynı paranın daha azına Avrupa’nın başka herhangi bir ülkesine başka bir havayolu şirketiyle uçmanız mümkün. Başka havayolu şirketleri aktarmalı olarak daha ucuza götürse de başka memleketin pasaport kontrolüyle uğraşana kadar otobüse binip gitmenizi öneririm.

Plovdiv'den bir trafik levhası, Bulgaristan
Bulgaristan’ın birçok önemli şehrine karayoluyla ulaşım zor değil…
İletişim

Bu yazıyla ilgili sorularınızı, yazıya yorum yaparak bana iletebilirsiniz. Ancak sizden ricam, önceki yorumları da okumanız, belki de aynı soru önceden sorulmuştur.

Özetle söylemek gerekirse, gezmeye meraklı bir beyaz yakalıyım. Üniversiteyi bitirene kadar hiç yurt dışına çıkmadıysam da, sonrasında elimdeki imkanları olabildiğince kullanmaya çalışarak 40'tan fazla ülkeye gittim. Ülkeleri sokaklarında yürüyerek, bütün müzelere ve tarihi yerlere gitmeye çalışarak, az konuşarak, az yiyip içerek, çok yürüyerek, erken kalkıp erken yatarak gezmeyi severim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir