Neden Geziyorum?

Ben çocukluğundan beri dünyayı gezme hayali kuranlardan olmadım. Ama hiçbir zaman tamamen gerçekleştirilemeyecek hedefler koymayı sevmişimdir. Dünyayı gezmek de böyle, ne kadar dolaşırsan dolaş asla tamamen bitmeyecek, her zaman eksik yerler kalacak. Bu belki de güzel birşey, çünkü motivasyonunuz olduğu sürece bu isteğinizi yönlendireceğiniz bir rota bulabileceksiniz demektir.

Dediğim gibi gezmek benim için bir çocukluk hayali değil. İlk kez yurt dışına çıktığımda gereksiz uzayıp giden üniversite yaşamım bile sona ermişti. Bu yüzden geç kalmışlığım. Ama çok da bilinçli olmayan bir Interrail ile başlayan gezme denemelerim, tecrübe kazandıkça daha hedefli olmaya başladı. Kendimde var olduğunu bilmediğim özelliklerimi keşfettim, turist olmanın getirdiği o hafif riskli kayıtsızlığa bağlandım. Haritaya bakarak, ama insanlara sormadan bir yerleri bulmanın o küçük tatmin duygusunu öğrendim. Şu anda en sevdiğim şey de bu galiba, sigortalı çalışan olmanın getirdiği olanca sıradanlık ve zaman zaman bezmişlik içinde daha önce hiç görmediğim ve bundan sonra görme ihtimalimin düşük olduğu bir şehrin sokaklarında zamandan ve kimlikten bağımsız olarak, kimsenin umursamadığı biri olarak geçip gitmek. Erimek, kendimi ve dertlerimi unutmayı başarabilmek. Kimsenin beni tanımadığı, benim de kimseyi tanımadığım bir yerde, belki bir daha geçmeyeceğim sokaklarda yürürken sadece kendim olmak, aynı zamanda kimliksiz ve vatansız olmak…

Sormak istediğiniz her konuda bana e-posta yoluyla ulaşabilirsiniz.