Zanzibar’a dair merak edilenler – Zanzibar’da dikkat edilmesi gerekenler
Zanzibar’a gelmeden önce okunması ve bilinmesi gereken çok şey olduğunu düşünüyorum. Burası Türkiye’ye uzak bir yer olmasının yanında kültürel olarak alışık olmadığımız pratiklere ve dinamiklere sahip bir yer. Din ortaklığını yeterli görmeyin derim, bu nedenle bu yazıda öğreneceklerinizin size ciddi faydası olacağına inanıyorum.
Zanzibar vs. Tanzanya
İlk olarak bu Zanzibar derken nereden bahsettiğimizi, Zanzibar ile Tanzanya arasındaki ilişkinin ne olduğunu biraz açıklayarak yazıma başlamak isterim.
1964 yılına dek Tanzanya diye bir ülke, bir coğrafya yoktu aslında. Bugün bildiğimiz Tanzanya ülkesini oluşturan 2 ana unsur olan, karada bulunan Tanganyika ülkesi 1961’de İngilizlerden bağımsızlığını kazanmış bir sömürge ülkesiydi. Zanzibar bölgesini oluşturan Unguja, Pemba ve diğer küçük adalar ise görüntüde Zanzibar Sultanlığı adında bir devletin parçası olsa da tıpkı Tanganyika gibi bir İngiliz mandasıydı.
1961’de Tanganyika Julius Nyerere önderliğinde bağımsızlığını ilan etti. 1963’te de Zanzibar’da İngilizlerin çekilmesinin ardından Zanzibar Devrimi patlak verdi. Bu devrim sonucunda başında Abeid Amani Karume‘nin olduğu Zanzibar Halk Cumhuriyeti adında bir devlet kuruldu. 1964’te Tanganyika ile Zanzibar birleşti ve kısa bir süre sonra da Tanganyika’nın ‘Tan‘, Zanzibar’ın ‘Zan‘ kısımları alınarak Tanzanya ismi türetildi. Kurulan bu devletin resmi adı da Birleşik Tanzanya Cumhuriyeti oldu.
Bugün Zanzibar, Tanzanya’nın içinde özerk bir bölge olarak varlığını sürdürüyor. İç işlerinde bağımsız, kendine ait bir bayrağı olan, dış işlerinde ise Tanzanya’ya bağımlı bir bölge diyebiliriz kabaca. Dolayısıyla Zanzibar’a gelmek için Tanzanya vizesi almanız gerekiyor doğal olarak. Bazı ortak yanlar var elbette, örneğin Svahili konuşuluyor iki ülkede de. Ancak demografik ve kültürel olarak bazı farklar da var. En önemli fark da, Zanzibar’ın neredeyse tamamı Müslüman iken Tanzanya’da Hıristiyanların çoğunluğu oluşturuyor olması. Zanzibar’da farklı etnik unsurlar bir arada yaşıyor, ancak Tanzanya karası çok daha geniş ve kozmopolit. Burada 100’den fazla dil konuşan çok daha fazla sayıda etnik grup yer alıyor ve bunlar çoğunlukla kendi bölgelerinde yaşıyorlar.
Zanzibar ne demek?
Aslında bu sorunun yanıtı Türkçe konuşan bizler için çok barizdir diye düşünüyorum. Arapça’da siyah anlamına gelen sözcüklerden biri olan “zenc” veya “zanj“, siyah derililer için kullanılan “zenci” sözcüğünün de kaynağı. Ta ilk Arap akınlarından bu yana Afrika’da karşılaştıkları ırklara, özellikle Sudanlılara bu ifadeyle hitap eden Araplar, ilk defa buralara geldikten sonra adaya Zanzibar, yani “siyahların kıyısı” veya “siyahların ülkesi” adını vermişler. Bu Arapça isim de günümüze dek fazla değişmeden ulaşabilmiş.
Zanzibar’a giriş
Zanzibar vize istiyor mu?
Zanzibar’da vize konusuna da olabildiğince ayrıntılı bir şekilde yanıt vereceğim. Öncelikle yukarıdaki soruya yanıt vermiş olayım, Zanzibar’a vizesiz gidilebiliyor, çünkü Türkiye’yle Tanzanya arasında 2010 yılında imzalanan anlaşmaya göre vizeler kaldırılmıştı. Bu nedenle gelmeden önce Tanzanya Büyükelçiliği’nden standart vize almaya gerek yok, ancak kapıda vize veya e-vize almak suretiyle Zanzibar’a girilebiliyor.
Biz e-vize yerine kapıda vize almayı tercih ettik, dolayısıyla yanımıza sadece pasaportumuzu alıp uçağa bindik. Zanzibar’a indikten sonra terminal binasında ilk olarak vize başvuru formlarının olduğu salona yönlendirildik. Bizden önce inenler harıl harıl form doldurmaya başlamıştı bile. Oldukça kaotik bir görüntü vardı, biz de hemen form doldurmaya başladık. A-4 boyutundaki TIF 21 adlı Tanzanya vize başvuru formunun yanında TIF 10 adında A-5 boyutunda bir başka form da bulunuyor, onda da az çok benzer sorular vardı. Biz ikisini de doldurduk ama anladığım kadarıyla sadece büyük vize başvuru formunu doldurmak yeterli oluyor, diğerlerinin elinde sadece bunu gördüm. Biz ikisini de doldurmaya kalkınca çok zaman kaybettik ve bizim uçak inenler içinde işini bitirip ülkeye giren son kişiler arasında kaldık.
İçinde standart kimlik ve pasaport bilgilerinin yanında Zanzibar’da kalacağınız yerin, kalacağınız sürenin bilgisini veriyorsunuz. Çalıştığınız şirketin adresine kadar bilgi isteniyor, standart bir Schengen başvuru formu gibi yani. Bunların hepsini doldurduktan sonra hemen yandaki vize başvuru gişesine gidiliyor. Buradaki görevliler formu kontrol edip gerekli işlemleri yapıp bir de orada bulunan kamerayla fotoğrafınızı çekiyor. Burada size verilen küçük kağıtla birlikte yandaki ödeme gişesine geçiyorsunuz. Burada Tanzanya vizesi başvuru ücreti olan 50$’ı yatırıp, makbuz gibi birşey alıyorsunuz. Burada para bozdurma gişesi de bar, ancak acele etmenize gerek yok, havaalanı içinde başka döviz büroları da bulunuyor.
En sonunda asıl pasaport memurunun önüne, elinizdeki bu makbuzla gidiyorsunuz. O da makbuzu alıp pasaportunuza giriş mührünü vuruyor. Bu aşamadan sonra karşınıza dikilen memurlara da son bir kez pasaportunuzu gösterip, birkaç basit soruya yanıt verdikten sonra Zanzibar’a resmen girmiş oluyorsunuz. Pasaportunuza vurulan mührün üzerine yazılan kargacık burgacık yazıda 90 günlük kalış izni verildiğini göreceksiniz.
Bu arada şunu da belirtmek gerekir, kapıda vize dendiği zaman ben gerçekten basılı ve pasaporta yapıştırılacak şekilde bir vize görmeyi umuyordum. Ancak fiziksel bir vize verilmedi, sadece pasaporta giriş mührü basıldı. Bu da aklınızda olsun. Pasaportunuza yapıştırılmış, şekilli bir Tanzanya vizesi göremedikten sonra e-vize almak, kuyruktan kaçıp zaman kazanmak açısından daha mantıklı olabilir.
Zanzibar Zorunlu Seyahat Sigortası
Biz Zanzibar’a plan yaparken böyle birşey yoktu, ancak havaalanında tesadüfen böyle bir durumdan haberdar oldum. Neyse ki bizim gidiş tarihlerimize denk gelmediği için ekstra birşey yapmamıza gerek kalmadı. Ancak 1 Ekim 2024’ten itibaren Zanzibar’a giriş için resmi sigorta kuruluşlarının verdiği bir seyahat sağlık sigortasını yaptırmak zorunda ziyaretçiler. Kendi yaptıracağınız sağlık sigortasının bir değeri yok, Zanzibar’a her gelen, bu sigortayı yaptırmak durumunda kalacak. Sigorta ücreti de tam 44$. Bu sigorta karşılığında her türlü acil sağlık durumu karşısında destek alınabilecekmiş. Ancak asıl amacın 3-5 kuruş daha kazanmak olduğu ayan beyan ortada. Maalesef yapacak birşey yok. Vizeye vereceğiniz 50$’ın yanında bir de bu 44$’ı vermeniz gerekecek.
Sigorta için Zanzibar Insurance Company‘nin sitesinden başvuru yapmanız gerekiyor. Bu konu oldukça önemli, nitekim sigortası olmayanların ülkeye girişinde ciddi sıkıntılar yaşaması bekleniyor. Siz de gitmeden önce bu konuyu mutlaka halledin.
Zanzibar’dan çıkış
Zanzibar’dan çıkarken tekrar bir form doldurmanız gerekiyor, TIF 11 adında ülkeden çıkış formu. Bu formda da giriş çıkış tarihlerinizi, kaldığınız yeri vs yeniden belirtmeniz gerekiyor. Pasaport kontrolünde pasaportunuzla birlikte bunu da ibraz ediyorsunuz.
Bu formdan çok daha kritik bir konu daha var. Zanzibar’dan çıkarken yanınızda deniz kabuğu götürmeniz kesinlikle yasak. Bunun ne kadar önemli olduğunu anlatmak için şundan bahsetmem yeterli olur herhalde: Zanzibar Havaalanında check-in işleminizi yaptıktan sonra üst kattaki kapılara çıkmadan önce bir polis memurunun son bir kontrolünden geçmeniz gerekiyor. Buradaki memurun biletlerinizi kontrol ettikten sonra sorduğu tek soru, “yanınızda deniz kabuğu var mı?” sorusu. Deniz kabuğu götürmüyoruz dediğiniz zaman kapılara gitmenize izin veriliyor.
Olur da unuttunuz ya da soruyu anlamadınız, bagajınızı x-ray’den geçirirken de deniz kabuğu kontrolü yapılıyor. İçinde irili ufaklı yüzlerce deniz kabuğunun bulunduğu kutular gördüm ki bunlar belli ki turistlerin ülkeden çıkartmaya çalıştığı kabuklardı. Deniz kabuğu kutusunun yanında, sıvı-alkollü içki ve çakmakların bulunduğu kutular da bulunuyordu. Evet, Zanzibar’da çakmakla uçağa binişe izin verilmiyor.
Özetle, herhangi bir plajda yanınıza zombi gibi yaklaşıp “shell” diyen çocuklardan veya herhangi bir kişiden koca koca deniz kabukları almayın, nasılsa yanınızda götüremeyeceksiniz.
Zanzibar-Tanzanya arası seyahat
Özellikle Dar es Salaam’a gelmişken Zanzibar’ı görmek isteyenler, veya Zanzibar’dan Tanzanya’daki günübirlik safari turlarına katılmak isteyenler, bu seyahati yapmak durumundalar. Zaten birine geldiğinizde 90 günlük Tanzanya vizesi aldığınız için elbette bu bölgeler arasında geçiş yapmakta hiçbir sakınca yok. Yalnız enteresan bir konu varmış, aynı ülkede bulunmanıza rağmen giriş ve çıkışlarda pasaportunuza tekrar tekrar mühür vuruluyormuş, bunu belirtmeliyim.
Zanzibar para birimi
Zanzibar para birimi diye birşey yok aslında. Zanzibar, Tanzanya’nın bir parçası olduğu için doğal olarak Tanzanya’nın resmi para birimi olan Tanzanya Şilini kullanılıyor, kısaltması TSH. Banknotları oldukça güzel bence, 1000 şilinlik banknotta ülkenin ulu önderi Julius Nyerere’nin resmi var, diğerlerinde ise fil, aslan, gergedan gibi birbirinden güzel hayvanların fotoğrafları mevcut.
Bizim gittiğimiz Eylül 2024’te 1 Amerikan doları yaklaşık 2,600 Tanzanya Şilini’ne eşitti.
Zanzibar’da para bozdurma
Zanzibar’da en revaçta olan döviz Amerikan Doları. Yanınızda dolar varsa birçok yerde alışverişlerinizi direkt dolarla bile yapma imkanınız olacak. Ancak tabii ki para bozdurup yerel para birimi olan Tanzanya Şilininden bulundurmanız oldukça gerekli. Nitekim kredi kartı kabul etmeyen veya kredi kartından komisyon kesen yerler gördüm.
Zanzibar’ın tuhaf kurallarından biri de dolar bozdurmayla ilgili. Ülkede, eski basım dolarlar kabul edilmiyor. 2024 Eylül itibariyle 2009 basımı dolarla havaalanında vize alabildim, ancak birçok yerde okuduğum kadarıyla 2006, 2003 gibi eski seri dolarları kabul etmiyorlar. Bunu zaten bildiğim için yanımda hiç eski dolar götürmedim, 2009 ve daha yeni dolarlarla gittim. Türkiye’deki döviz bürolarından dolar alırken özellikle rica ettim. Sizin de aklınızda olsun.
Zanzibar’da telefon-internet
Ben normal şartlarda kısa süreli geziler için yeni sim kart almıyorum, kullandığım hat sağlayıcımın verdiği imkanla, Türkiye’deki paketimi aynı şekilde sürdürüyorum. Ancak Zanzibar’da çeşitli bağlantı sorunları yaşadığım için belli bölgelerde, şehir merkezinden uzak yerlerde bu geçişi yapamadım, dolayısıyla internetsiz kaldım. Bu da aklınızda olsun, internete ihtiyaç duyacaksanız havaalanında SIM kart alın, kafanız rahat olsun.
Zanzibar’da kişisel sağlık ve su konusu
Bütün Afrika ülkelerinde olduğu gibi Zanzibar’a gelmeden önce bölgede olabilecek hastalıklara önlem olarak araştırma yapmanız ve mümkünse seyahat sağlığı merkezini ziyaret etmeniz önemli. Biz gitmeden 4-5 hafta önce buraya gidip bilgi aldık. Tanzanya karasına geçmeyeceğimiz için bize sıtma ilacı verildi, aşıya gerek görülmedi. Gitmeden bir gün önce başlayıp döndükten sonra 1 hafta daha kullanılacak şekilde, günde 1 tane alınacak şekilde ilaç ücretsiz olarak verildi. Bu konu önemli, sivrisineklerin yaydığı bu hastalık başa çok dert olabiliyormuş. Bizim gittiğimiz dönemde maymun çiçeği hastalığı da birkaç ülkeye yayılmaya başlamıştı, ancak resmi bir prosedür olmadığı için herhangi bir ilaç verilmedi, sadece nasihat verildi.
Sivrisineklerden korunabilmek için sinek kovucu spreyle gelmeyi unutmayın. Ayrıca cibinliksiz odalarda kalmamaya çalışın. Zorunlu sağlık sigortası zaten yaptırılacak, yine de bu tip bir gezide karşınıza çıkabilecek değişik türden mikrop ve virüslere karşı kendinizi olabildiğince koruyun.
Suyla ilgili olarak da çeşme suyundan içilmemesi, diş bile fırçalanmaması, yalnızca şişe sularının içilmesi gerektiği tavsiye ediliyor. Kaldığımız otele gelir gelmez bize de bu söylendi. Otelimizin farklı noktalarında bulunan sebillerden damacanada gelen suları istediğimiz kadar şişelere doldurup kullanabileceğimiz söylenmişti.
Zanzibar dini
Yazı içinde birkaç farklı noktada belirttiğim gibi Zanzibar halkı Müslüman. Daha detaylı bakarsak, çoğunluğu Türkiye gibi Sünni Müslüman. Halkın ifadesine göre “%99’u Müslüman”mış. Yüzyıllardır devam eden Arap etkisi ve Umman Sultanlığı yönetiminde geçen yıllarla birlikte adanın kültürüne İslam tamamen hakim olmuş. Hatta günümüzde adanın turist istilasına uğraması ada halkı tarafından şüpheyle karşılanıyor, gelen yabancı, daha doğrusu Batılıların kendi kültürlerine uygun, adalılar tarafından ahlaksızlık olarak nitelenen hareketlerde bulunması büyük tartışmalar yaratıyor. Belki de bu yüzden, adanın çıkardığı en ünlü şahsiyet olan Freddie Mercury bile, cinsel kimliği nedeniyle tam olarak sahiplenilmiyor. Kadınların neredeyse tamamı başlarını ve vücut hatlarını örten uzun kangalar giyiyor, erkeklerin bir kısmı ise kanzu adlı geleneksel kıyafeti giyiyor. Neredeyse her köyde bir cami de mevcut, eğer bir köye yeterince yakın bir yerde kalıyorsanız camilerden gelen ezan seslerini rahatça duyabilirsiniz.
Zanzibar’da Christ Church (Anglikan) ve St. Joseph (Katolik) gibi kiliseler, Hindu tapınakları bulunuyor, dolayısıyla adada diğer dinlerin mensubu azınlıklara bir hoşgörü bulunduğu söylenebilir. Konuştuğum iki Zanzibarlı, ülkede ne kadar büyük bir hoşgörü ortamının bulunduğunu uzun uzadıya anlatmıştı. Açıkçası 1963’teki devrimde yabancıların adeta katledildiğini düşününce bu lafta kalan bir ifadeymiş gibi hissettirmekle birlikte günümüzde adada huzurlu ve rahat bir ortamın bulunduğunu da belirtmek gerekir, dolayısıyla bir şekilde adada karşılıklı anlayışa erişilmiş diyebiliriz.
Zanzibar’da elektrik prizleri
Zanzibar ve Tanzanya’nın eski bir İngiliz kolonileri olduğunu unutmamak gerekiyor. Büyük Britanya’da, Kıbrıs’ta veya Malta’da gördüğümüz bazı farklılıklar burada da karşımıza çıkıyor. Bunlardan bir tanesi, konutlardaki elektrik prizlerinin İngiliz tipi prizle (G tipi veya Type G) donatılmış olması. Dolayısıyla Türkiye’deki elektronik eşyalarınızı Zanzibar’da adaptörsüz kullanmanız mümkün olmayacak. Mutlaka bu tip bir adaptörünüz olsun. Türkiye’den çıkmadan, havaalanından da alabilirsiniz, Zanzibar Havaalanında da temin etmeye çalışabilirsiniz.
Zanzibar’da trafik
Asıl büyük İngiliz etkisini trafikte görüyoruz. Zanzibar’da trafik, diğer diğer eski İngiliz kolonisi ülkeler gibi soldan akıyor. Bir yerde karşıdan karşıya geçerken önce sağa sonra sola bakmak gerektiği anlamına geliyor bu durum. Bir diğer anlamı da şu, araba kiralarken 2 kere düşünün. Hem alışkın olmadığınız sağdan direksiyonlu arabalara binmek, hem de gidiş geliş toplam 2 şeritli ve aşırı bozuk asfaltlı yollarda araba kullanmak zorunda kalmak kesinlikle kolay değil. Zanzibar şehri ve havaalanı civarı hariç yollarda ışıklandırma bulunmadığı için de özellikle geceleri ilerlemek oldukça korkutucu oluyor.
Şunu da belirtmeden geçmeyeyim, her ne kadar trafik ve elektrik dağıtım sisteminde bariz İngiliz etkisi bulunsa da Zanzibar’da metrik sistem kullanılıyor, o yüzden yollardaki nadir tabelalarda mesafeleri kilometre cinsinden gördüğünüzde şaşırmayın.
Halkla ilişkiler ve halkın turiste bakış açısı
Bu konuda Zanzibar’ı görmüş olan turistler oldukça fazla yazıp çizmiş. Genelde de halkın turistlerin üzerine çok düştüğü, küçük birşeyler satabilmek için, bahşiş koparmak veya sadece biraz muhabbet edebilmek için çok üzerine düştüğüne dair yazılar okumuştum gelmeden önce. Bütün bunların belli bir ölçüde doğru olduğunu söylemek yanlış olmaz. Stone Town’da da, Nungwi gibi aşırı turistik yerlerde de, Jambiani gibi nispeten daha sakin yerlerde de üzerinize düşen ilgiden payınızı alıyorsunuz. Ancak bu durum, vatandaşların huzurunuzu kaçıracak kadar rahatsız edici davrandığı anlamına gelmiyor. Jambo diyerek yanınıza yaklaşırlar, birşeyler satmak isterler veya muhabbet açarlar ve herhangi bir turistik aktiviteye katılmak isteyip istemediğinizi sorarlar. Ancak yok dendiği zaman da çok uzatmazlar ve kesinlikle kötü davranmazlar. “Yok teşekkürler”in Svahilicesi olan “hapana asante“yi öğrenip aklınızda tutun. Yani özetle Zanzibarlılar laftan anlıyor, ancak aynı şeyi yüzlerce kişiye tekrar tekrar söylemek zorunda kalıyorsunuz.
Mesela deniz kenarında bir yerde kalıyorsunuz. Kaldığınız tesisin önündeki kumsallar hiç kimseye kapatılmıyor, yani hem halktan kişilerin, hem de diğer otellerdeki turistlerin o kumsalda rahatça dolaşabildiklerini göreceksiniz. Ancak otelinizde muhtemelen koruma görevlileri göreceksiniz, bu kişiler beklediği sürece halkın otelin sınırları içine girmeyeceğinden emin olabilirsiniz. Adeta arada görünmez bir çizgi var ve güvenlikçiler zaman zaman kendilerini göstererek halka adeta yerlerini bilmelerini söylüyorlar. Beyaz turist bir tarafta, siyah halk başka bir tarafta. Bu konu beni çok düşündürdü, açıkçası kolonyal veya bir çeşit apartheid pratiğinin günümüzde farklı bir şekilde kendini gösterdiğini düşündürecek kadar, ama fazla detaya girip belki de fazla ileri giden düşüncelerimle kimseyi sıkmak istemem. Fazla kafayı takmamak lazım belki de böyle şeylere.
Doğruya doğru, Zanzibar halkı gerçekten çok sıcakkanlı ve yardımsever insanlar. Biz havaalanında transferimizle ilgili bir sorun yaşadığımızda orada taksi ayarlama standına bakan adam bize çok büyük yardımda bulundu gerçekten. Bizim için otelle iletişime geçti ve bu sayede otelin yolladığı, ancak başka yerde bekleyen aracı bizim bulunduğumuz yere yolladılar. Bu cidden büyük bir iyilikti. Ama şunu da söylemek gerekir, bu tip durumlarda insanların söze dökülmese de bir bahşiş beklentisi olduğunu anlıyorsunuz. Svahili dilinde de bildiğimiz bahşiş (bakshishi) gibi okunan bahşişi ilgili yerlerde vermekte fayda olabilir. Biz de bahşişimizi verdik bu iyilik karşılığında, başka yerlerde de, rehberlere, şoförlere vs. bahşiş vermeye devam ettik.
Svahili diline dair birkaç kelam
İbn Battûta’nın meşhur seyahatnamesi Rıhle‘yı okurken, günümüzde Tanzanya sınırları içinde kalan Kilve’ye (Kilwa) kadar gittiğini görünce hayretler içinde kalmıştım. Bu bahiste hayret ettiğim bir diğer konu ise, gittiğini söylediği Sevâhilî bölgesinin adının Arapça’daki bildiğimiz “sahil” sözcüğünden gelmiş olmasıydı.
Evet, Sevâhilî sözcüğü, “sahil”in çoğulu “sevahil” ve “sahillerle ilişkili” anlamındaki Sevâhilî‘nin bozulup Svahili‘ye dönüşmesi nedeniyle bugün bölgede yaşayan halkın ve konuştukları dilin isminin kaynağı olmuş. Bölgenin yerli halkının konuştuğu Bantu dilleriyle yörede ticaret yapan Arapların dillerinin karışmasıyla ortaya çıkmış hibrit bir dil aslında. Svahili dilindeki sözcüklerin yaklaşık %15’i direkt olarak Arapça’dan geçmiş. Ayrıca Portekizce ve İngilizce gibi diğer sömürgeci dillerinin de hatırı sayılır bir etkisi bulunuyor. Günümüzde başta resmi dil olarak kabul etmiş Tanzanya ve Kenya olmak üzere, Doğu Afrika bölgesindeki ülkelerde belli topluluklar tarafından konuşulmaya devam ediyor.
Zanzibar’da da insanlar Svahili konuşuyorlar. Dilin belli sözcüklerini sağda solda sürekli duymanızdan ötürü rahatlıkla ezberlersiniz. “Jambo” (merhaba) bunların başında geliyor. Onun dışında “asante” (teşekkürler) “asante sana” (çok teşekkürler), “karibu” (birşey değil veya hoşgeldiniz) bunların başında geliyor. Yukarıda da belirttiğim gibi “hapane asante” (hayır, teşekkürler), satıcıları uzak tutmak için iyi bir yöntem. Zanzibar halkının ne kadar rahat olduğunu her şeye sürekli “pole pole” (yavaş yavaş) demelerinden de anlayabilirsiniz.
Ancak Svahili’nin tartışmasız en bilinen sözcükleri, bizim bir filmden öğrendiğimiz adeta büyülü sözcükler gibi hissettiren “hakuna matata“dır. Malum, 1994 yapımı Aslan Kral animasyonundan hepimizin bildiği bu sözcükler Simba’ya kendini harap etmemesi, rahat olup hayatın tadını çıkarması için Timon ve Pumbaa tarafından söylenmişti. Zaten hakuna matata‘nın gerçek anlamı da “sorun yok” şeklinde. Açıkçası size birşey satmaya çalışan birine “almıyorum teşekkürler” dediğinizde hakuna matata yanıtını duymak ilk başta kulağa oldukça tuhaf gelse de anlamını hatırladığınızda gayet mantıklı olduğunu anlıyorsunuz.
Svahilice sözcükleri sağda solda duymaya alışacaksınız. Hatta hediyelik eşyaların üzerine bile bunların yazıldığına sıklıkla şahit olacaksınız. Dolayısıyla bunlardan en azından birkaç tanesini öğrenmenizde fayda var.
Zanzibar müziği
Zanzibar’ın geleneksel müziği olan taarab, tahmin edeceğiniz üzere Afrika ve Arap etkisiyle şekillenmiş, bizim Türk Sanat Müziği olarak bildiğimiz müziği ve biraz da arabeski andıran klasik bir müzik. Zaten kanun, ud, keman gibi enstrümanlarla icra ediliyor. Ancak biz orada geçirdiğimiz zamanda bu müziği pek duymadık. Transferle bir yerden bir başka yere giderken 90’lardan kalma teknolojilerle yapılmışa benzeyen oynak müzikler çaldı şoförümüz. Dakikalarca süren, insanların kliplerinde çılgınca dans ettiği, açıkçası Zanzibar trafiğinde beklerken uzun süre dayanılması güç müziklerdi bunlar. Modern taarab diyorlar bu müziğe. Makamları taarab’ı hatırlatan, ancak org altyapısıyla desteklenen, daha hareketli bir müzik türü. Yine de sempatik ve kültürlerine ait bir parça olarak kabul ederek yaklaşmak bence daha doğruydu, öyle de yaptık. Ancak bu şarkılardan bir tanesini sizlerle paylaşmadan edemiyorum, kararı siz verin.
Zanzibar’da kılık kıyafet
Bu da Zanzibar’a gelenlerin dikkat etmesi gereken bir konu olarak tartışılıyor. Nitekim her ne kadar “istediğim yerde istediğimi yaparım” mentalitesindeki Batılı turistlerce işgal edilmiş turist cennetlerinden biri olsa da yukarıda belirttiğim gibi burası Müslümanların neredeyse tamamını oluşturduğu bir ülke. Şer’i hükümlerle yönetilmese de halk dinine son derece bağlı. Dolayısıyla Zanzibar’a gelen turistlerin halkın hassasiyetlerine saygı göstermeleri bekleniyor. Türkiye’den çok alışkın olduğumuz bu ifadenin anlamı şu, özellikle kalabalık yerlerde dolaşırken olabildiğince ölçülü giyinilmesi tavsiye ediliyor, özellikle kadınların.
Zanzibarlı kadınların neredeyse tamamı kanga adı verilen, renkli ve desenli kumaşlardan yapılan çarşafımsı kıyafetler giyiyorlar, başlarını ve bütün vücutlarını örtüyorlar. Dolayısıyla Zanzibar’a gelen kadınlar böyle giyinmeseler de en azından fazla açık saçık giyinmesinler şeklinde bir beklenti var. Açıkçası deniz kıyısında kadınların mayo veya bikini giymesine karışıldığını görmedim, Zanzibar City’de kalabalığın içinde kısa şortla gezen kadınların da başına birşey geldiğine şahit olmadım. Yine de böyle söylenmişse bir bildikleri vardır diyorum.
Erkeklerin bir kısmı kanzu adlı geleneksel kıyafeti giyse gördüklerimin çoğunun klasik tişört veya gömlekle pantolon giydiğini gördüm, şort giyen erkeklere laf edildiğine denk gelmedim.
Zanzibar’da hava durumu
Zanzibar, Güney Yarımkürede bulunmakla birlikte Ekvator çizgisine çok yakın bir noktada bulunuyor. Bu da otomatik olarak genel itibariyle ılıman, yıl boyunca nispeten stabil bir iklim anlamına geliyor. Teorik olarak mevsimler Türkiye’dekiyle ters olsa da Zanzibar’a gittiğiniz zaman bunu o kadar fazla hissetmiyorsunuz, çünkü burada yaz da kış da birbirine az çok benzer şekilde geçiyor, en azından sıcaklık ortalaması anlamında. Yılın tamamında aylık ortalama sıcaklık 25 ila 29 santigrat derece arasında değişiyor ki bu hakikaten akıl almaz derecede stabil bir hava anlamına geliyor.
Tabii ki Zanzibar’da hava sürekli güneşli ve açık anlamına gelmiyor bu sayılar. Bizim gittiğimiz Eylül ayında, ki Zanzibar’da ilkbahar başlangıcına denk geliyor, hava son derece kararsızdı denebilir. Güneş bir anda bulutlarla kapanıp çok şiddetli rüzgarlar başlıyor, hatta yağmur da yağıyordu, sonrasında yeniden güneş açıyordu. Ancak bütün bunlar olurken hava çok fazla soğumuyor, bence bu Zanzibar’ı yıl boyunca yaşanabilecek bir iklim haline getiriyor.
Ancak hava durumu demişken, bence Zanzibar’ın en kritik meteorolojik fenomeni diyebileceğim gelgitten de bahsetmek isterim. Zanzibar’da sadece geceyle gündüz arasında değil, gün içinde bile çok büyük gelgitler yaşanıyor. Çekilen deniz bir anda kabarıp ilerliyor, sonra yeniden metrelerce geri çekiliyor. Güneşli hava biraz bozup rüzgar çıktığında denizin bütün kumsalı kapladığını görürsünüz. Sonra rüzgar bitince deniz aynı yere dönüyor. Sabah kalktığınızda ise denizin abartısız 100 metre, belki daha fazla geri çekildiğini görebiliyorsunuz. Çekilen deniz ardından bataklık gibi bir kum bırakıyor, ayrıca bazı direklerin açığa çıktığını görüyorsunuz. Buralarda yosunlar biriktirilip kadınlar tarafından toplanıyor, çuvallara konup kıyılara getiriliyor. Yani gelgitler yöre halkı için ekstra bir gelir kaynağı haline geliyor. Her şekilde bu gelgit fenomeni çok enteresan görüntüler sunuyor, benim için denizin 100 metre içinde ayakta dikilen ve yosun toplayan onlarca kişi görmek çok ilginç bir deneyim oldu.
Zanzibar’a hediye getirme
Zanzibar oldukça fakir bir ülke olduğu için vatandaşları, özellikle çocuklar turistlerden gelen her türlü şeye minnetle tamam diyecek noktadalar. Elbette sempatik Afrikalı çocukları sevindirmek herkesin yapmak isteyeceği bir şey. Bu nedenle bazı turistler, bu çocuklara şeker, çikolata, vs vererek onların sevgisini kazanıyor, bunun karşılığında belki birkaç tane fotoğraflarını çekiyorlar. Ancak bununla ilgili olarak okuduğum bir makalede bunun yapılmasının istenmediği yazıyordu. Diş sağlığı imkanlarına erişimin düşük olduğu bir yerde çocukların şeker yemesinin sakıncalarından, para alan çocukların dilenciliğe başlayabileceğinden bahsediliyordu.
Bunun yerine defter, kalem gibi kırtasiye malzemesi, kıyafet ve kişisel temizlik malzemesi getirilmesi tavsiye ediliyor. Bu işleri organize eden bazı kuruluşlar var, gidilmeden önce onlarla temasa geçilebilir. Ben ne yazık ki bu mevzuyu hiç düşünemediğim için çocuklara birşey götüremedim, bunun için de çok üzüldüm zaten sonrasında.
Zanzibar’a dair söyleyecek çok şey var, ancak gelmeden hiçbir şey bilmeseniz bile genel anlamda güvenli bir yer olduğunu bilseniz yeter. Yine de tedbirli olmak her zaman iyidir, bu yüzden bu yazımı ve Zanzibar’da gezilecek yerler yazımı okumanız kesinlikle yararınıza olacaktır.