Asyut Tren İstasyonu, Mısır
Gezi,  Mısır,  Ülkeler

Mısır’da tren yolculuğu + Nil Nehri üzerine düşünceler

Son güncelleme tarihi: 30 Mayıs 2023

Normal şartlarda Mısır’da trene binmekle Nil Nehri’ne hayran olmak arasında bir bağlantı kurulması pek kolay değil. Ancak şunu söyleyebilirim: Aslında Nil Nehri’nin büyüklüğüne hayran olmak için çok özel birşey yapmanıza gerek yok. Önünüze ilk çıkan atlası açmanız halinde, Mısır ülkesindeki yerleşim yerlerinin nasıl Nil çevresinde kümelendiğini, diğer yerleşimlerin sadece deniz kıyısında bulunduğunu, bunların dışında kalan kilometre karelerce alanın dümdüz çöller olduğunu kolayca göreceksiniz. Mısır’a gitmeden önce ben de bunu biliyordum tabii ki.

Ancak Nil Nehri’nin ne kadar haşmetli olduğunu, nasıl sadece çölde birkaç vaha değil, 1000 küsur kilometrelik bir koridorda koskoca bir ülke yarattığını, başta yaklaşık 20 milyonluk Kahire‘dekiler olmak üzere milyonlarca insanı nasıl beslediğini, kısacası Mısır’a kelimenin her anlamıyla nasıl hayat verdiğini, adeta Mısır’ı var ettiğini anlamak için burayı bir görmek gerekiyor.

Mısır'da trenden görülen yeşil bir tarla
Trenden sıkça göreceğiniz yemyeşil tarlalardan sadece bir tanesi

Peki bütün bunların Mısır trenleriyle ne ilgisi var? Şöyle ki, Mısır’daki demiryolu ağına bakarsanız, ana hatların adeta Nil Nehri’yle üst üste gittiğini, özellikle Kahire’nin güneyinde Nil’in kenarından hiç ayrılmadan tek bir hat üzerinde ilerlediğini göreceksiniz. Bu da şu anlama geliyor, Mısır’da bindiğiniz bir tren Nil Nehri havzasından hiç uzaklaşmadan gidiyor. Dolayısıyla Nil Nehri’nin kudretini anlamak için sadece bir trene binmeniz bile yeterli oluyor diyebilirim.

Nil Nehri güzellemesini şimdi biraz kenara bırakayım, Mısır’da 2 kez bindiğim trenlerle ilgili notlarımı ve aklımda kalanları anlatayım. Niyetim hem Mısır’da trenle seyahat etme planı olan kişilere yardımcı olabilmek, hem de neyin yanından geçtiklerine iyice dikkat etmelerini de sağlamak olacak. Bence benzerine zor rastlanacak birşeye şahit olacaklarını bilmesini isterim yolcuların.

Mısır’da tren bileti nasıl alınır?

Mısır Ulusal Demiryolları’nın (Egyptian National Railways), yani Mısır’ın TCDD’si diyebileceğimiz devlet kuruluşunun bir websitesi var. Her ne kadar bu aralar erişmekte zorluk çeksem de İngilizce bir sayfaları var ve burada güzergahınızı seçip kalkan trenleri, kalkış saatlerini ve hatta bilet ücretlerini bile öğrenmek mümkündü ben Mısır’a gittiğimde. Ancak o zaman bile online olarak bilet alınamıyordu. Ben de bineceğim trenlerin adını ve saatlerini çıktı olarak yanımda getirmiştim ki gerçekten çok isabetli bir iş yaptığımı bilet gişelerini gördükten sonra anladım.

Tren istasyonundan bilet almak

Benden kısa bir süre önce bir tur şirketiyle Mısır’a giden bir arkadaşıma, Mısır’da nasıl tren bileti aldıklarını sorduğumda bileti kendilerinin almadığını, seyahatlerinden 1 gün önce tur operatörleri tarafından alındığını, gidiş tarihine en fazla 1-2 gün kala bilet alınabildiğini söylemişti. Bu yüzden ben de planımı gitmeyi düşündüğüm tarihin bir gün öncesinde Kahire’nin ana istasyonu olan Ramses İstasyonuna uğramak üzerine yaptım.

Tabii Mısır’da trene binmek müthiş bir deneyim, onu da anlatacağım ama tren bileti almak bile başlı başına bir macera. Bana Kahire ve Aswan’da iki kere bilet almak nasip oldu. Hayatım boyunca o kadar kuyruğa girdim, birçok futbol ve basketbol maçı için bilet aldım, Kahire’deki gibi bilet kuyruğuna hiç girmemiştim diyebilirim.

Aslında işler uzun sürdü diyemem, kuyruğa girdikten sonra yaklaşık 20 dakika içinde bilet almayı başardım. Önümdeki kuyruğa bakınca 5 dakika içinde işim bitmeli derdim, ancak öyle bir kargaşa, öyle bir araya kaynama eğilimi ve düzensizlik vardı ki zaten bileti bir şekilde aldığıma şükrettim.

Ramses İstasyonu bilet gişeleri uzaktan çok zorlu gözükmese de kuyruğa girince bambaşka şeyler yaşanıyor

Kahire Ramses İstasyonundaki bilet gişeleri, istasyon binasının dışında bulunuyor, bunu kalabalığa bakarak kendim çıkardım. Yan yana 8-10 tane gişe var. Normalde bu gişelerin her birinde farklı tip bir bilet satılıyormuş ve kuyruğa ona göre girmek lazımmış ama etraftaki bütün yazılar Arapça olduğu için, “ya nasip” diyerek kuyruklardan birine rastgele girdim. Gişedeki görevliye aynı anda belki 2-3 kişi soru soruyor, 1 kişi de para uzatarak biletini almaya çalışıyordu. Bir yandan da yan kuyruklardan birileri diğer kuyruğa adeta sızmaya çalışıyordu. Mısır’da başka yerlerde de müşahade ettiğim üzere işinizi halletmek için elinizi kolunuzu uzatmak, bağırmak, sesinizi duyurmak zorundasınız, başka türlü sabaha kadar beklersiniz. Nitekim sürekli etraftan “bilet almayacağım, birşey soracağım” der gibi hareketler yapan birileri sürekli peydahlanıyor.

Bir başka detay da, kadınlar kuyruğa daha ayrı bir yerden giriyorlar ve onlara öncelik tanınıyor. Aynı durumu bankamatik kuyruklarında da görmüştüm. Bir erkek olarak pozitif ayrımcılığı destekleseniz bile o kalabalıkta buna isyan etmek isteyeceksiniz emin olun.

Sonunda sıra bana gelir gibi olduğunda yine sağdan soldan yanaşan birilerini bertaraf etmek zorunda kalarak elimdeki kağıdı gişedeki görevliye uzattım ve gitmek istediğim yeri, tarihi ve saati söyledim. Binmek istediğim biletin saatini kağıtta işaretlemiştim önceden, anlatması kolay olsun diye. Bir yandan da ödeyeceğim parayı yaklaşık olarak hazırlamıştım elimde. Ancak görevli birşeyler yaptıktan sonra beni yan gişeye havale etti. İngilizcesi çok iyi değil diye mi, ben yanlış kuyrukta mıyım diye bilmiyorum.

Normalde asla yapmayacağım şeydir ama aynı kuyruğu bir kere de yan tarafta beklemeye çok üşendim. Yan tarafta bekleyenlere adeta yalvaran gözlerle bakıp, bir de İngilizce konuşarak turist olduğumu belli edince halime acımalarını ve öne kaynak yapmama izin vermelerini umut ettim. Birkaç kişi ters ters bakıp homurdansalar da neyse ki fazla ses etmediler araya girmeme.

Buradaki görevliye de aynı şekilde derdimi anlatmaya çalıştım. Normalde turistlere sadece 1. sınıf bilet satıldığını duymuştum, o nedenle 1. sınıf istedim. Zaten Mısır’da biletler o kadar pahalı değil, biz Türkiye’den gelenler için bile. O kargaşada görevli parayı alıp biletimi verdi ve bu müthiş kaosu uzaktan seyretmek üzere ayrıldım.

Kahire Aswan 1. sınıf tren bileti

Aswan’dan Luxor‘a bilet alışımda da bu kadar olmasa da benzer bir kaostan geçmek zorunda kaldığımı söyleyebilirim.

Trende bilet almak

Bu da mümkün, bir ara durakta binenlere bilet kontrolü yapan kişilerin bileti olmayanlara tren içinde bilet sattığına da şahit oldum. Gideceğiniz yeri söyleyince nakit para karşılığında biletiniz kesiliyor.

Bu arada bir not, ben bu geziyi 2022 Aralık’ta yaptım. 2023’ün başında Mısır vatandaşı olmayanlara yalnızca Dolar ve Euro ile tren bileti alma zorunluluğu getirildi ki turist kazıklamayı ata sporu haline getirmiş Mısır’da böylesi bir gelişmeye elbette şaşırmadım. Ben Mısır poundu ile bilet alabilen son turistlerden biri olarak kendimi şanslı sayabilirim.

Kahire Ramses İstasyonu

1958 yapımı Yusuf Şahin filmi Kahire İstasyonu‘nu izlediyseniz bu istasyonda nasıl bir keşmekeş olduğunu tahmin edersiniz. Aradan geçen 65 yılda hiçbirşey değişmediğini söyleyebilirim. İstasyon girişinde ve içinde bir kalabalık daimi olarak var. Bir de doğru düzgün bir İngilizce bilgilendirme levhası yok istasyon içinde. İngilizce anons da yok. Biletin üstündeki peron numarası da Arapça yazdığı için doğru yerde beklediğinizden emin olmak için mutlaka birkaç kişiye sorup teyit ettirmek lazımmış treninin geleceği peronu, bunu ben yapmadım ve az kalsın bu yüzden trenimi kaçırıyordum.

Kahire Ramses İstasyonunun iç kısmı, Mısır
Ramses İstasyonunun iç kısmı, yemek alanı üst katta, platformlar ileride

Adını bir zamanlar istasyonun hemen yanında bulunan meydana da vermiş (ve artık Büyük Mısır Müzesi’nde sergilenen) görkemli II. Ramses heykelinden alan istasyon, Mısır’ın birincil demiryolu ulaşım merkezi konumunda. İstasyon çevresinde seyyar satıcılar, içinde kalabalık, görmeyi beklediğim kargaşa burada mevcuttu. Yine de istasyonun içi, dışı kadar kargaşa içinde değildi.

Ben gitmedim ama ilgisini çekenler için Mısır Demiryolları Müzesi‘nin de Ramses İstasyonu içinde olduğunu hatırlatayım.

Mısır’da tren yolculuğu

Bizde hızlı tren diye birşey olduğu ve artık yaygınlaştığı için TCDD’nin normal anahat trenlerine bindiğimizde bunları biraz yavaş ve konforsuz bulma eğilimi oluyor. Avrupa’nın lüks trenlerine binmiş olanlar için bu eğilim daha da fazla oluyor. Ancak inanın Mısır’da trene bindiğinizde Türkiye’deki her türlü tren size ultra konforlu ve güvenli gelecektir.

Doğru peronu bulmak

Açıkçası Luxor, Aswan ve aradaki başka tren istasyonlarını gördükten sonra peron bulma konusunun buralarda büyük bir problem teşkil etmediğini söyleyebilirim. Nitekim istasyonlar çok büyük değil, trenin gelebileceği seçenek az olduğu için yanlış yerde bekleme ihtimaliniz düşük. Ayrıca buralarda daha yeni yönlendirme tabelaları da vardı, dolayısıyla Latin alfabesiyle yazılmış tabela bulmak mümkün. Ancak ülkenin en büyük istasyonu olan Kahire Ramses İstasyonunda gerek tabelalar, gerekse elektronik bilgilendirme levhaları çok yetersiz. Ben de bu yetersiz İngilizce tabelaların azizliğine uğramaktan mucize eseri kurtuldum diyebilirim.

Kahire Ramses İstasyonu binası
Ramses İstasyonu binası çok güzel, Mısır’ın Ankara’daki büyükelçilik binasına çok benziyor ama içi epey maceralı olabiliyor

Şöyle özet geçeyim, Aswan’a gitmek üzere trenin kalkış saatinden 1 saat önce vardığım istasyon içindeki elektronik tabelaya bakarak 1 numaralı perona geçtim. Zaman geçtikçe etrafımda insanların toplanmasından buraya bir trenin muhakkak geleceğine ikna olarak rahatladım. Ve trenin kalkış saatine yaklaşık 10 dakika kala bir tren gerçekten yanaşınca içimde şüphe kalmadı. Diğer yolcularla birlikte trene bindim, tam yerime yerleştiğim sırada vagonun (1. sınıf) içindeki küçük LED ekranda gördüğüm numarayla içime bir kurt düştü. Nitekim biletin üzerinde yazan tren numarasından farklı bir 4 haneli sayı vardı ekranda (yukarıda gördüğünüz gibi benim biletimde 2010 yazıyordu, ama ekranda başka bir sayı gördüm). Bunun üzerine önce bagajları yerleştiren görevliye bunun gerçekten Aswan treni olup olmadığını sordum, evet gibi birşeyler dedi ama beni anladığından şüpheliydim. Bu nedenle çantalarımı alıp trenden inip kapıdaki görevliye aynı soruyu sordum. Bana eliyle ileride bir yerleri gösterdi, peronu söylemedi ama bu trenin doğru tren olmadığını yeterince belli etti. Trenin kalkış saatine 2-3 dakika kaldığı için koşarak yan peronlara gittim. Ancak oralarda hareket etmeye hazırlanan bir tren görünmüyordu. Hemen etrafta doğru peronu sorabileceğim bir görevli aradım. Bir tane temizlik görevlisinin yanına gidip biletimi gösterdim, o da bana yanıt vermek yerine o sırada ayak üstü yemek yemekte olan bir kadınla konuşup bileti gösterdi. Kadının yemeğini resmen boğazına dizdiğim için çok üzgünüm, ancak bana ne kadar büyük bir iyilikte bulunduğunu anlatamam. Ağzında yemek varken konuşamadığı için iki elini yan yana getirip 1 işareti yaptı, sonra ben ağzının içine bakmaktayken lokmasını yutup eleven yani 11 dedi. O sırada 4. perondaydım ve trenin kalkış saati gelmişti. Hiç mevzuyu uzatmadan sırtımda çantalarla peronlar arası geçişi sağlayan alt geçide inip koştum. Bir çıkışa gelince etrafıma baktım. Ama alt geçit çıkışlarında hangi perona çıkıldığı yine Latin alfabesiyle yazılmadığı için kısıtlı Arapça bilgimle bir yorum yaparak ١١ yazan yere daldım. Nitekim Arapça 1 rakamının ١ gibi düz bir sembolle gösterildiğini biliyordum. İkisini yan yana görünce 11 olduğuna ikna olup yukarı doğru koştum, zaten pek düşünecek zaman kalmamıştı.

Perondan yukarı çıktığım anı sanırım hiçbir zaman unutmayacağım. Sağıma bakınca hiçbir şey göremedim. Ancak soluma baktığımda yavaş yavaş hareket etmeye başlamış treni gördüm. Bir an için, ama sadece bir an için “bu benim tren midir acaba” sorusu geçti aklımdan ancak dediğim gibi durup düşünecek, birine soru soracak zaman yoktu. Tren 20 metre kadar önümdeydi ve hemen karar vermem lazımdı. Ve giden trenin arkasından koşmaya başladım. O esnada peronda bekleyen bir kişinin bana Arapça birşeyler söylediğini hatırlıyorum, muhtemelen “koş koş yetişirsin” dediğini sanıyorum ya da öyle yorumlamak istiyorum.

O esnada kendime dışarıdan bakabilecek olsaydım herhalde Hollywood aksiyon filmlerinden bir sahne seyrettiğimi düşünürdüm. Tek fark şuydu ki o sahnedeki esas oğlan bendim ve o trene mutlaka yetişmem gerekiyordu. Koşa koşa trenin son vagonuyla aynı hizaya gelmeyi başardım. Birkaç saniye trenle aynı hızda koştum. O sırada yine bir an için “içeri atlasam mı atlamasam mı” düşüncesi şimşek hızıyla geçti aklımdan ama başka hiçbir seçeneğim kalmadığı için vagonun demirine doğru zıplayıp kendimi içeri çektim. Yanlış bir trene binip binmediğimi anlama imkanı yoktu ve o riski almalıydım.

Mısır treni, 2. sınıf vagon
İşte bu son vagondan trene atladım

Soluk soluğa içeri atladıktan sonra öndeki vagonlara doğru yürümeye başladım. Bir yandan etrafımda biletimi gösterip doğru trende olup olmadığımı sorabileceğim bir görevli arıyordum. Ancak en öne geldiğimde tuvaletlere tuvalet kağıdı koymakta olan bir görevliyle karşılaştım, o da doğru trende olduğumu söyleyip yerimi gösterdi. Ancak ben bilet kontrol görevlisi gelip biletime bakıp hiçbirşey demeden ayrılana dek içim rahat bir şekilde yerimde oturamadım.

Bütün bunlardan şunu anlamalıyız: Mısır’da bir trene binmeden önce mutlaka birilerine sorup doğru peronda beklediğinizde emin olmadan beklemeye başlamayın. Yoksa inanamayacağınız şeyler başınıza gelir. Anladığınızı sandığınız işaretler çok yanıltıcı olabilirler. Bir de her ihtimale karşı istasyona olabildiğince erken gelin.

Tren yolculuğu

Yukarıda söylediğim gibi Mısır’daki trenler genel olarak alıştığımız temizlik veya konfor seviyesinde diyemem. 2. sınıf vagonlar bayağı köhne görünüyor ama 1. sınıf vagonlar da harika sayılmaz. Yine de yeterince konforlu bence, hele ki tekli koltuklardan alabildiyseniz. En büyük problem, 2. mevki vagonlardaki gürültünün 1. mevki vagonlarda da olması, yani telefonundan aşırı kalitesiz bir pop müzik veya Kur’an dinletisi yapan kişilerle yan yana gitmek zorunda kalabiliyorsunuz.

Trenin durduğu önemli istasyonlarda trene yolcularla birlikte seyyar satıcılar da biniyor ve şarj aleti, kulaklık gibi eşyaların yanında çeşitli ıvır zıvırı (saç tokası vs gibi) satmaya çalışıyor. Hatta ellerindeki eşyaları koltuğun kenarına iliştirip almanızı bekliyorlar. Almaya niyetiniz yoksa geri alıp götürüyorlar. Hatta bir durakta bir genç kucağıma buruş buruş bir kağıt bırakıp gitti, benden ve diğerlerinden bir tepki gelmeyince geri aldı. Yardım toplamak isteyen biri olduğunu düşündüm ki kağıttaki yazıyı çevirtince gerçekten çok zor durumda olduğunu söyleyen, kendisi ve çocukları için yardım isteyen biri olduğunu anladım.

Mısır'da trende satış yapan seyyar satıcı
Trende satış yapan bir seyyar satıcı

Trende bir yemek bölümü var ama bizim bildiğimiz anlamda oturmalı, restoran havasında bir vagona benzemiyordu. Bunun haricinde sandviç, çay, kahve, su vs satan ve arada bir tekerlekli arabasıyla vagonlar arasında dolaşan bir görevli var. 2-3 saatte bir yanınızdan geçiyor. Hele ki uzun bir yolculuğa çıkıyorsanız mutlaka yanınıza yeterli miktarda yiyecek ve içecek alın derim. Yalnız ne alacaksanız istasyona gelmeden önce alın, nitekim Ramses İstasyonu çevresindeki büfelerin ne kadar kazıkçı olduğunu bizzat gördüm. Normalde büfelerde 6 pound’a satılan 1.5 litrelik suyun istasyondaki büfelerde 20’ye satıldığını söylemem, kazığın boyutunu anlatmaya yetecektir.

Bunların haricinde vagon aralarında sigara içildiğini, dolayısıyla kapılar açıldıkça içeri sigara kokusunun dolduğunu söylemem gerekir. Trende tuvaletler var, erkekler için idare eder seviyede, ancak pek temiz sayılmazlar ve musluktan su da akmıyor. Dolayısıyla bir miktar hijyen sıkıntısı yaşanabiliyor. Orta Doğu ülkelerinde görülebilecek durumlar diye değerlendirip geçiyorum bunları.

Yolculuğun bu çeşit somut detaylarıyla ilgili en son şunu belirteyim, özellikle uzun mesafe yolculuklarda trenin vaat ettiği zamanda varamaması çok mümkün. Kahire-Aswan treni, web sitesinde yazdığına göre 14 saatte yolculuğunu tamamlamalıydı, ancak benim yolculuğum 16 saatten fazla sürdü örneğin. Planlarınızı bunu da göz önünde bulundurarak yapın.

Tren camının ötesi

Üstte trenin içinde gördüklerimi anlatmaya çalıştım, şimdi de camdan bakınca gördüklerimi ve aklıma getirdiklerini anlatayım. Bindiğim tren Kahire şehir merkezinden uzaklaşıp güneye doğru hareketlendikçe etrafın tenhalaştığını fark ettim doğal olarak. Ancak camdan gördüğüm hiçbir yere kuş uçmaz kervan geçmez diyebilmem söz konusu değildi. Ya küçük bir kasaba, ya daha büyük bir şehir, ya bir tarla, ya da bir bağ bahçe gördüm. Tarlalarda insanlar çalışıyordu. Çölü anımsatacak bir boşluk yoktu, ve manzara oldukça yeşildi. Yukarıda dediğim gibi, tren güzergahı Nil Nehri havzasından ayrılmıyor. 16 saatlik Kahire-Aswan yolculuğunda bile bir boşluk gördüğümü hatırlamıyorum, Mısırlılar Nil’den her şeyiyle yararlanıyorlar diye düşündüm. Bu trene binmemiş olsam bu kadar nehre yapıştıklarını asla tahmin edemezdim.

Nil nehrinin trenden görüntüsü
Nil kenarı böyle yemyeşil hep

Tabii yol üstündeki kasaba ve şehirler pek gelişmiş sayılmazlar. Genelde harap evlerin kümelendiği, Kahire gibi kalabalık görünen, tren yolunun ikiye böldüğü ve tren geçerken her iki tarafta bir sürü yaya ve aracın, tuk tuk‘un bekleştiği, çoluk çocuğun tozun toprağın içinde geleceğin Muhammed Salah’ı olabilmek için top peşinde koştuğu, sayısız küçük kasabadan söz ediyorum. Asyut’tan güneye inildikçe şehirlerin biraz daha sakin ve evlerin az daha iyi hale geldiğini söyleyebilirim.

Hemzemin geçit kenarında bekleşen Mısırlılar
Trenin geçmesini bekleyen her kesimden Mısırlılar. Mısır’ın genel kaosunu mükemmel şekilde yansıtıyorlar

Bir diğer ilginç gözlemim de şuydu, kasabalarda genelde bir kilise vardı ve çoğunlukla camilerle yan yana duruyorlardı. Mısır’ın Hıristiyanları Kıptiler’in çoğunlukla Kahire ve İskenderiye gibi büyük şehirlerde yaşadığını zannediyordum, ancak demek ki Mısır’ın her yerinde bulunuyorlar.

Mısır treni, cami ve kilise yanyana
Bir Mısır şehrinde yanyana kilise ve cami böyle birlikte görülüyor

Bütün bunların özeti şu bence: Mısır’da Müslümanın da Hıristiyanın da olduğu yerde Nil var. İnsanların yaşadığı, hayat mücadelesi verdiği, topraktan birşeyler aldığı her yer Nil’in etrafında. İnsanların içtiği su da bu, çamaşırlarını yıkadığı su da bu, ekinlerini yeşertip karnını doyurmasını sağlayan su da bu, başta Yüksek Aswan Barajı olmak üzere üzerinde kurulan barajlar sayesinde ülkenin elektrik üretimini sağlayan su da bu. Tek bir nehir bir ülke için daha fazla hangi anlamları taşıyabilir hayal edemiyorum.

Son sözler

Sadece bugünkü Mısır Arap Cumhuriyeti’ni değil, bütün o piramitleri, tapınakları, herkesi şaşkına çeviren diğer eserleri ve çok ileri seviyede olduğunu tahmin ettiğimiz uygarlığıyla antik Mısır’ı yaratan var eden de Nil Nehri’ymiş. Bundan hiçbir kuşkum yok artık. Binlerce yıldır milyonlarca insanı besleyen, sayısız medeniyetin can damarı olan bu nehri düşünüyorum da, antik Mısırlılar yüzlerce tanrı yerine sadece Nil’in kendisine tapsa ve en büyük tanrı ilan etseler belki de en hakkaniyetli şeyi yapmış olurlarmış demeden edemiyorum. Trende giderken şunu düşündüm hatta: herhangi bir insanı Mısır’da başka hiçbir yer görmeden bir trene ışınlasanız ve burası hakkında ne düşündüğünü sorsanız, herhalde yemyeşil, her yeri bereketli tarlalarla, otlaklarla, göz kamaştırıcı palmiye ve başka ağaçlarla kaplı bir ülke olduğunu söyler. Halbuki Mısır’ın geri kalanı uçsuz bucaksız çöllerden, kilometreler boyunca tek bir insana rastlamadığınız devasa boşluklardan oluşuyor. İşte Nil öyle haşmetli bir nehir, öyle görkemli bir doğa harikası. Adeta dokunduğunu altına çevirmiş. 100 milyonun üzerinde insanı hayata bağlamış ve bunu da sürdürüyor.

Mısır'da tren yolculuğu ve Nil Nehri
Trenden baktığınızda Nil’in muhteşemliğini defalarca kez görebiliyorsunuz

Bütün bu duyguları yaşadığım tren yolculuğuna bir de yukarıda anlattığım deneyimleri ekleyince çok acayip bir kontrast, garip bir uyumsuzluk ortaya çıkıyor. Bütün bunlar herhangi bir tren yolculuğunda karşılaştıklarınızı bir kat daha unutulmaz hale getiriyor. Benim için böyle oldu diyebilirim kesinlikle. Olur da bir gün Mısır’a gelecek olursanız sadece Kahire’yle yetinmeyin (ki Kahire’de Nil etrafında gezdiğinizde bile büyülenirsiniz), mümkünse Aswan, Luxor gibi yerlere gitmek için de plan yapın ki buralara gidebilmek için en azından bir kez trene binmeniz gereksin.

Özetle söylemek gerekirse, gezmeye meraklı bir beyaz yakalıyım. Üniversiteyi bitirene kadar hiç yurt dışına çıkmadıysam da, sonrasında elimdeki imkanları olabildiğince kullanmaya çalışarak 40'tan fazla ülkeye gittim. Ülkeleri sokaklarında yürüyerek, bütün müzelere ve tarihi yerlere gitmeye çalışarak, az konuşarak, az yiyip içerek, çok yürüyerek, erken kalkıp erken yatarak gezmeyi severim.

10 Yorum

  • Emin

    Merhaba Burak Bey;
    Böyle sizinki gibi çok detaylı anlatımlara bayılıyorum.
    Tren,otobüs yolculuğu,bilet alım süreçleri,gidilecek trenin peronunu bulma,trene binme,v.b.
    Yazılarınız harika ve çok bilgilendirici.
    Tebrikler ve teşekkürler.

    • Geç Kalmış Yolcu

      Merhabalar Emin Bey,

      Güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim, beni çok mutlu ettiniz. Yazılarımdan faydalanmanıza çok sevindim.

      Size iyi günler dilerim.

  • Merve Aydın

    Merhaba,
    Yazınızı keyifle okudum, elinize sağlık. Sizce Kahire’den Sharm’a geçmenin en iyi yolu nedir?

    • Geç Kalmış Yolcu

      Merhabalar Merve Hanım,

      Güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim. Bana soracak olursanız en iyi yöntem otobüse binmek, ancak bu da kişisine göre değişir muhtemelen.

      Şarm el-Şeyh’te gezilecek yerler yazımda da bahsettiğim gibi Şarm el-Şeyh’e giden bir tren yok, sadece otobüs ve uçak var. Uçak 1 saatte gidiyor, ancak otobüse göre çok daha pahalı, en az 100 dolardan başlıyor fiyatlar. Otobüsle Kahire’den gece binip sabah Şarm’a inmeniz mümkün, ancak yol 8-9 saat sürüyor, üstelik Süveyş geçişinde otobüsten tüm yolcular indirilip arama yapılıyor. Gecenin bir vakti biraz dışarıda beklemek zorunda kalırsınız.

      Dolayısıyla benim düşüncem maddi açıdan otobüs en iyi yol. Ancak rahatlık arıyorsanız Egypt Air veya Air Cairo’nun seferlerine de bir bakabilirsiniz. Size keyifli geziler dilerim.

  • HACI ARİF ATAŞ

    Merhaba. Yakın zamanda Mısıra gitmeyi planlıyorum. Eşim ve 1 yaşında çocuğumla birlikte 2024 ocak- Şubat ayı arasında. Hurgadaya gidip ordan araç kiralayıp kahireye geçmemizin bir sakıncası var mı sizce. Araç kiralamak benim için iyi bir avantaj olur mu ? Bu arada Hurgada ya gidip ordan geçmeyi istememin sebebi tabi ki kahire biletlerindeki yüksek maliyet. Cevabınız için şimdiden teşekkür ederim.

    • Geç Kalmış Yolcu

      Merhabalar Arif Bey,

      Açıkçası ben araç kiralamadığım için bu konuda kesin birşey söylemem doğru olmaz. Ancak şunu söyleyebilirim, yollar genelde düz olsa da Hurghada’dan Kahire’ye uzun bir yol var, ve de Kahire içinde çok ciddi bir trafikle karşılacaksınız. Tabii küçük çocuk varken araba bir avantaj olabilir, o kararı siz vereceksiniz.

      Ucuz biletle Hurghada’ya inmek kesinlikle iyi bir fikir, ben sizin yerinizde olsam önce otobüsle Luxor’a gidip orada birkaç gün geçirdikten sonra trenle Kahire’ye gitmeyi düşünürdüm. Ancak tabii ki çocuk faktörü işleri değiştirir derseniz birşey diyemem.

      Size keyifli bir gezi dilerim.

  • rümeysa

    merhaba
    acaba luxordan kahireye gitmek için tren mi otobüs mü daha iyi 1 yaşında çocuğumla? birde trenin yataklı bölümğ varmı

    • Geç Kalmış Yolcu

      Merhabalar Rümeysa Hanım,

      Sorunuza net bir yanıt vermem kolay değil maalesef. Eğer çocuk için otobüste ayrı bir bilet alırsanız yeterince rahat bir yolculuk geçirebileceğinizi sanıyorum. Trende koltuklar geniş ancak içerisi çok gürültülü ve vagon aralarında sigara içildiği için kapıya yakın koltuklara sigara kokusu geliyor.

      Onun dışında trenler çok hızlı olmasa da en azından Kahire trafiğine girmek zorunda olmadığı için biraz daha hızlı gidebilir otobüse oranla, ancak bu da Kahire’ye gireceğiniz saate bağlı. Go Bus şirketi 10 saatte Kahire’den Luxor’a gittiğini söylüyor, Mısır Devlet Demiryolları da hatırladığım kadarıyla benzer bir süre veriyordu. Ancak bindiğim trenlerde ciddi rötarlar da yaşadım.

      Mısır Devlet Demiryolları’nın trenlerinde yataklı bir bölüm bulunmuyor benim bildiğim kadarıyla. Sadece 1. ve 2. sınıf bilet satılıyor, buralarda da normal vagonlar bulunuyor. Ancak sorunuz üzerine yaptığım araştırmada Ernst adlı bir şirketin işlettiği Watania trenlerini buldum. Bu trenlerin gece yatağa dönüştürülebilen kompartımanları bulunuyormuş. Tabii normal trenden biraz daha pahalı ancak gördüğüm kadarıyla Batılı turistler sıkça kullanıyor ve 1 gece geçirilebilecek kadar rahatlık sağlıyormuş dediklerine göre. Sitelerindeki bilet alma bölümü çalışmıyor ancak belki uygulamaları daha iyidir, burayı bir incelemenizi tavsiye ederim.

      Size keyifli geziler dilerim.

  • NACİYE AYDIN

    Çok ayrıntılı yazmışsınız, teşekkür ederim, rehber niteliğinde oldu benim için. Mısır Medeniyetler müzesine gittiniz mi? (Gittiyseniz de benim gözümden kaçmış olabilir.) Onunla ilgili bir yazınız var mı?

    • Geç Kalmış Yolcu

      Merhabalar Naciye Hanım,

      Kusura bakmayın, ancak zaman bulup Kahire yazımı bitirebildim. Mısır Medeniyetleri Müzesi ve gördüğüm diğer yerlere dair oldukça ayrıntılı Kahire’de gezilecek yerler yazımı okuyabilirsiniz.

      Size iyi günler dilerim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir