Cebeci Asri Mezarlığı’ndan İzlenimlerim
Son güncelleme tarihi: 16 Eylül 2019
Öncelikle şunu belirteyim, bu yazıyı yazabilmek için Cebeci Asri Mezarlığı’na iki kez gitmem gerekti. İlk gidişimde pek araştırma yapmamıştım, açıkçası hem büyüklük hem de içindeki önemli rahmetlilerin sayısını biraz hafife aldığımı fark edince yaklaşık 1 yıl sonra daha hazırlıklı bir şekilde tekrar gittim.
Mezarlıkların bir ya da daha fazla kimliği olduğuna inanmışımdır. Ama Ankara’daki bir mezarlığın herhangi bir kimliği olabileceğini düşünmemiştim. Bu kadar uzun zamandır Ankara’da yaşayan biri, hem de kendini iyi bir mezarlık gezicisi olarak tanımlayan biri için Cebeci Asri Mezarlığı’nı bu kadar geç görmüş olmak gerçekten ayıpmış. Çünkü burası bana göre Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarından 90’lara kadar olan gelişim ve değişimini sunan bir yer, dikkatli bakanlar ve önceden araştıranlar için.
Önce biraz mezarlığın tarihçesinden bahsedeyim. Ankara’nın ilk modern (asri) mezarlığı olarak 1935’te açılmış burası. Tasarımını Alman mimar Martin Elsaesser yapmış, hatta Ulus Heykel’deki o ünlü Sümerbank binasının da mimarı kendisi. Karşıyaka Mezarlığı günümüzde Ankara’nın en çok defin yapılan mezarlığı olsa da ondan önce burası başkentin rahmetlilerinin bir numaralı istirahatgahıymış. An itibariyle 200 binden fazla insanın mezarı burada. Mezarlık ‘fil ayağı’ şeklinde bir araziye kurulmuş, nedeni, söylenene göre fillerin insan dışında ölülerini hatırlayan tek canlı olmasıymış. Doğru mudur bilemem. Bir de burayla ilgili birçok mezarın kıblesinin doğru istikametten şaşmış olduğu 2007 yılında bizzat Diyanet İşleri Başkanı tarafından doğrulandı. ‘Ölülere saygısızlık olmasın’ denilerek mezarların yerleri değiştirilmemiş. Mezarlıkta dolaşırken bunu kolayca görebilmek mümkün.
Mezarlığa 2. ziyaretimden önce yaptığım hazırlıkları biraz anlatayım. Çeşitli sitelerden burada yatan kayda değer kişilerin listesini buldum, belediyenin mezarlık bilgilendirme sistemi MEBİS’ten bu kişilerin hangi ada ve parselde bulunduğunu, bunların hangi kapı, cadde ve sokaklara yakın olduğunu not ettim. Eğer gitme niyetiniz varsa sizin de benzer bir liste yapmanızı öneririm. Ayrıca mezarlığa 3. kapıdan girip, 4. kapının ötesine geçtikten sonra geri dönüp 1. kapıya doğru gitmenizi öneririm, nitekim 1. kapı biraz alçakta kalıyor. Tepeden aşağı yürüme şansınız olur böylece ama çok da önemli değil belki, çünkü bir Père Lachaise ya da Aşiyan gibi çok engebeli bir tepeye kurulmuş değil.
Mezarlık artık pek merkezi bir yer olmadığından özellikle kapılara uzak kısımları çoğu zaman tenha kalıyor. Buralarda bazen başıboş köpeklerle, tek tük insanlarla karşılaşıyorsunuz. Çoğunlukla elinde ibrikle, kürekle falan gezen bu insanlar size özellikle aradığınız bir yer olup olmadığını sorarlar, hepsi olmasa da büyük kısmının mezarlığın resmi görevlileri olduğunu tahmin ediyorum. Neredeyse bütün adaların yerlerini, önemli kişilerin mezarlarını falan çok iyi biliyorlar. Onlardan yardım alabilirsiniz, ama bahşiş vermek gerekebilir. Ben 1-2 yerde sordum, sanki öyle bir intibaya kapıldım. Yine de bana çok yardımcı oldular ve kesinlikle rahatsız edici kişiler değiller.
Genel anlamda Cumhuriyet sonrasının idealist, ilerici, bugün için ise artık Ayrancı, Esat, Kavaklıdere gibi eski semtlerin sakinleri olan (çocukları ise Ümitköy’e Çayyolu’na taşınmış), eski Ankaralılar diyebileceğimiz kesimin son durağı gibi burası. Öncelikle şunu söyleyebilirim, İstanbulluların çok lafını ettiği gri, beton şehir nitelendirmesini bu mezarlığa şöyle uyarlamak mümkün, mezar taşları alışkın olduğumuz standart formların dışına çok çıkmıyor. Bir Aşiyan gibi sürüyle meşhurun, şair ve yazarların yeri olmadığından, Ankara’ya ya da genel olarak devlet ve bürokrasiye atfedilmiş sıradanlık sadece mezar taşları için konuşacak olursak burada da mevcut. Ama özellikle mezarlığın yapısı, iyice büyüyüp ormana dönmüş ağaçlarıyla son derece huzurlu bir ortama dönüşmüş. Şunu da belirteyim, elbette sadece ‘Cehape’ zihniyetinin değil, 1990’lara dek Türkiye’nin siyasi ve toplumsal coğrafyasında önlerde yer almış her kesimin mensupları, ebedi uykularını burada uyuyor. Yani şeyhler, tarikat önderleri falan da var ama esasen Cumhuriyet döneminin siyasi yapısını temsil eden önemli kişiler, sanatçılar ve aydınlar, bu mezarlıkta yatıyorlar.
Cebeci Asri Mezarlığı’nda kimlerin mezarları var?
Cumhuriyet döneminden 12 Eylül’e dek değişip donüşmüş Türkiye ve Ankara’yla özdeşleşmiş birçok kişinin mezarı burada. Anladığım kadarıyla 1980’lerle birlikte gömme merasimleri Karşıyaka Mezarlığı’na iyice kaymaya başlayınca bu mezarlığa genelde daha önceden mezar yeri almış ya da bir aile üyesinin mezarına gömülecek kişiler haricinde fazla defin yapılmıyor. Mezarlık arazisinin büyük kısmı dolu, ancak belli yerlerde boşluklar göze çarpıyor. Mezarlığın girişindeki güvenlik görevlisinden öğrendiğim kadarıyla halen yeni mezarlık yerleri satılmaktaymış 25-30 bin TL karşılığında, bunun için 3. kapının yanındaki idareyle konuşuluyormuş. Karşıyaka kadar kalabalık olmasa da burada her gün defin işlemleri gerçekleştiriliyor, ben 2 gidişimde de cenaze törenlerine rastladım.
Cebeci Asri Mezarlığı gerçekten Cumhuriyet’in kuruluş yıllarına tanıklık etmiş onlarca, yüzlerce devlet görevlisinin son mekanı durumunda. Meclis başkanları, bakanlar, milletvekilleri, kontenjan senatörleri, müsteşarlar, bir sürü general ve üst rütbeli subayın mezarlarıyla özellikle mezarlığın eski kısımlarında karşılaşabilmek mümkün. Eski başbakanlar Refik Saydam ve Ferit Melen’in, intihar ederek hayatını sonlandırmış Ankara Valisi Nevzat Tandoğan’ın, 27 Mayıs sırasında Genelkurmay Başkanı olan Rüştü Erdelhün’ün, ilk Milli Eğitim Bakanlarından, Can Yücel’in babası Hasan Ali Yücel’in, ilk Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi’nin, Bilkent Köprüsü’nün yanındaki camiye adı verilmiş 3. Diyanet İşleri Başkanı Ahmet Hamdi Akseki’nin, Ankara’da cadde ismi olarak bildiğimiz Tunalı Hilmi’nin, Reşit Galip’in mezarları mesela burada. Cumhuriyet öğretmenleri, müfettişler, mimar ve mühendisler, doktorlar, hakimler, savcılar ve avukatlar, banka yöneticileri, muhasebeciler, üst düzey memurların mezarlarını, mezar taşlarının üstündeki kartvizit gibi yazılmış kitabelerden tanıyorsunuz zaten. Ayrıca Atatürk’ün kız kardeşi Makbule Atadan, İsmet İnönü’nün eşi Mevhibe İnönü, Kenan Evren’in eşi Sekine Evren’in mezarları da burada.
90’ların başında gerici teröre kurban gitmiş Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Turan Dursun gibi kişilerin de mezarları Asri Mezarlık’ta. Şair-yazarlar arasında da Cahit Sıtkı Tarancı, Memduh Şevket Esendal gibi isimler dikkat çekiyor. Birçok kişinin Kurtlar Vadisi dizisindeki Hüsrev Ağa rolüyle hatırladığı Devlet Tiyatrosu sanatçısı Baykal Saran, küçükken televizyonda 3 parçalı sazı ‘yaren’le görüp hafızama kazıdığım Özay Gönlüm, Devlet Sanatçısı müzisyen Ziya Taşkent’in mezarları yine burada. Nasuh Akar ve Celal Atik gibi şampiyon güreşçilerin, Arman Talay (Ermeni bölümünde), Devrim Sağıroğlu ve Avni Bulduk gibi spor camiasında tanınmış şahsiyetlerin ve tabii ki Gençlerbirliği’nin neredeyse 40 yıl başkanlığını yapmış İlhan Cavcav’ın aile kabristanı burada.
Ankara’nın eski belediye başkanlarından Vedat Dalokay, aynı trafik kazasında hayatını yitirdiği eşi ve oğluyla birlikte bu mezarlıkta yatıyor. Azerbaycan’ın Sovyetler Birliği’ne katılmasından önce 1918’de kurulan kısa süreli ilk bağımsız devletinin kurucusu Mehmet Emin Resulzade’nin mezarı, üzerindeki Azerbaycan bayrağı sayesinde uzaktan da farkedilebilecek bir yerde. Yine bizim Resulzade gibi daha çok ‘okulunun’ adından bildiğimiz Hacı Ömer Tarman’ın mezarına burada rastladım. İlk Türk tayyarecisi Vecihi Hürkuş’un mezarını görme şansı bulamadım ama burada olduğunu biliyorum. Sabiha Gökçen’in aile kabristanı Asri Mezarlık’ta bulunmakla birlikte, Gökçen’in mezarı yaygın kanının aksine Cebeci Askeri Şehitliği’nde.
Bunlar dışında tabii ki Türkiye’nin yakın tarihinde yer almış bazı isimler de bulunuyor. 1963’teki başarısız darbe girişiminin ardından idam edilmiş subaylar Fethi Gürcan ve Talat Aydemir’in mezarları yan yana mesela. Ya da benim mezarlığa gitmeden önce yaptığım araştırmada keşfettiğim, 1960’larda Türkiye’de belki de ilk kez ötenazi tartışmalarının yapılmasına neden olmuş doktor Alp Reel’in mezarı da burada. 1 Ankara’nın en iyi kelle paçasını yaptığını düşündüğüm Rumeli İşkembecisi’nin kurucusu Hamdi Özden’in aile kabristanını, işkembecinin logosundaki yazı tipinden tanıyabilirsiniz. 3. kapıya çok yakın bir yerde Rıdvan-Binnaz Ege’nin mezarları var. Akademisyen, iktisatçı Sadun Aren’in de mezarı, Cahit Sıtkı Tarancı’ya yakın bir yerde. 90’larda çocuk olmuş benim gibilerin Bir Kelime Bir İşlem yarışmasındaki ‘kelime’ jürisi olarak hatırladığı dilbilimci Emin Özdemir’in mezarı burada. Ehliyetsiz bir sürücünün çarpması sonucu yaşamını yitiren ODTÜ hocası Ordal Demokan’ın (ki Odtü Fizik’in Üçlü Amfileri’nden birine adı verilmiştir) da mezarı burada.
Ayrıca çeşitli meslek gruplarının ayrı birkaç şehitliği de Asri Mezarlık’ta. Polis Şehitliği, Dışişleri Şehitliği gibi bölümleri görebilirsiniz. Dışişleri Şehitliği’nde çoğunlukla ASALA militanları tarafından öldürülmüş diplomatlar yatıyor. Çok özel bir bölüm daha var. 1963’te Ankara semalarında gerçekleşen korkunç uçak kazasında ölenler için biraz bakımsız kalmış olmakla birlikte ayrı bir bölüm yapılmış. 120 kişinin öldüğü kazada ölenlerden 4 tanesi, Cebeci Asri Mezarlığı’nda yatıyor. 2
Mezarlığın farklı dinlere ayrılmış bölümleri de var. Cumhuriyetin ilk yıllarında Ankara şehir merkezinde bulunan birçok azınlık mezarlığı, şehrin göbeğinde kaldıkları için istimlak edilmiş olmasaydı, bir zamanlar Ankara’da ne çok azınlığın yaşadığını çok daha net bir şekilde görüyor olurduk. 3
Cebeci Asri Mezarlığı’nda gayrimüslim bölümleri de bulunuyor. Bunlar 4. kapıya yakın kısımda. Mezarlığa benim gibi geldiyseniz Hıristiyan (Rum, Ermeni, Katolik ve Protestan) ve Yahudi bölümlerini de görmenizi öneririm. Ben göremedim tabii ama Esenboğa Havaalanı’nda 1984’te bombalı saldırı gerçekleştirerek 9 kişinin ölümüne neden olan, sonrasında idama mahkum edilerek asılan ASALA militanı Levon Ekmekçiyan’ın mezarı da buradaymış, ancak ailesinin hukuki girişimleri sonrasında 2015’te cenazesi mezardan çıkarılarak Fransa’daki ailesine gönderilmiş. Yakın zamanlara ait fazla Ermeni ya da Yahudi mezarı olmasa da Ankara’ya sonraki yıllarda gelmiş İngiliz, Alman vs. gibi diğer milletlerden kişilerin nispeten yakın zamanda gömülmüş kişilerin mezarları burada yer alıyor. Bir tane Koreli’nin mezarını bile gördüm. Ayrıca tesadüfen birkaç Bahai’nin yan yana mezarına da denk geldim, Müslüman bölümündeydi bunlar, ama kitabelerindeki Bahaullah ifadelerinden bunu anlamak mümkündü.
Burada yatan tüm kaydadeğer kişilerin adını anmama imkan yok, yine de bizzat gördüğüm önemli kişilerin ebedi istirahatgahını saymaya çalıştım.
Cebeci Asri Mezarlığı’na Nasıl Gidilir?
Mezarlığın adı Cebeci olsa da günümüzde Cebeci diye bildiğimiz semtle hiçbir alakası kalmamış mezarlığa ulaşabilmek için birkaç yol var. Öncelikle mezarlığa 1, 3 veya 4 numaralı kapılardan giriş yapılabiliyor. Gültepe Caddesi üzerindeki 2 numaralı kapı zaman zaman kapalı tutuluyor. 1 numaralı ana giriş, Gülveren Plevne Caddesi üzerinde, Mamak Belediyesi’ne yakın sayılır. Buradan Ulus – Siteler dolmuşları geçiyor. Kızılay’dan bu kapıya fazla otobüs yok, Ulus ve Sıhhiye’den kalkan Gülveren, Plevne, Karapürçek otobüsleriyle buraya ulaşabilirsiniz. Gültepe Caddesi üzerinde bulunan 3 numaralı kapı sadece yaya girişine izin veriyor, 1 ve 4 numaralardan araçla geçilebiliyor. 3 numaraya gelebilmek için 456 numaralı Örnek – Kızılay otobüsüne binip Altındağ Emniyet Müdürlüğü durağında inebileceğinizi hatırlatmak isterim. Özellikle 3. kapı civarı pek tekin yerler değil, o yüzden mezarlığın dışında pek dolanmamanızı, benim yaptığımın tersine tek başınıza gitmeyip mezarlık sever bir arkadaşınızı peşinize takmanızı öneririm.
Cebeci Asri Mezarlığı, benim için ‘Eski Türkiye’nin bir hatırası olarak zihnimde yerini aldı. Ankara’ya sadece gezme amacıyla gelenler için belki lüks olur ama burada yaşayan insanlara en azından bir kere görmelerini önereceğim.
İletişim
Bu yazıyla ilgili sorularınızı, yazıya yorum yaparak bana iletebilirsiniz. Ancak sizden ricam, önceki yorumları da okumanız, belki de aynı soru önceden sorulmuştur.
- Alp Reel’in çok ilginç bir hikayesi var, 1961’de iş başındayken röntgen cihazının elektrik akımına kapılarak beyin ölümü gerçekleşen, ancak kalbi tekrar çalıştırılarak hayatta tutulan Alp Reel, 8 yıl yaşam destek ünitesi marifetiyle bitkisel hayatta kaldıktan sonra fişi çekilerek vefat etmiş. Bu konu kamuoyunda uzun süre konuşulmuş. Kendisi Yassıada mahkemelerinde Adnan Menderes’in muayenesi yapan kişiymiş. Çok iç burkan bir mezar taşı kitabesi var.
- Bu kazadan da bahsedelim. 1 Şubat 1963’de Türk Hava Kuvvetleri’nin eğitim yapan bir askeri uçağıyla Lefkoşa üzerinden Beyrut-Ankara seferi yapmakta olan Lübnan Middle East Airlines’ının bir uçağı havada çarpışıp havada infilak ettikten sonra Ulus civarına düştüler. Kazaya, kuleye bilgi vermeden eğitim uçuşu yapan savaş uçağının neden olduğu söyleniyor. Tabii o zamanlar Ankara’nın merkezi Kızılay değil, halen Ulus’tu, üstelik Ramazan Ayı ve ay başı olduğu için akşama doğru gerçekleşen kaza sırasında Ulus olabilecek en kalabalık zamanlarından birini yaşıyordu. Bomba gibi düşen uçak parçaları, Ulus’ta birçok binaya düşerek yangına neden oldu. Anafartalar Caddesi’nde Ticaret Han’daki yangından kimse kurtulamaz. Uçaktaki yolcular, parçaların düştüğü dükkanlarda, lokantalarda, bankalarda bir iş için bulunanlar hayatlarını kaybetti. Parçalar, hatta cesetler Gençlik Parkı’na kadar yayılmış. Anlatılanlara göre Ulus civarında yanık ceset kokusu günlerce devam etmiş. Akıl almayacak kadar trajik bu olay, modern Ankara’nın gördüğü en büyük felaketlerden biridir hiç şüphesiz.
- Bu noktada Ulus’taki Roma Hamamı’nı görmenizi tavsiye ederim, burada Yahudi, Ermeni, Rum mezarlıklarından alınmış mezar taşlarından bazıları hala sergileniyor.
20 Yorum
Göksel
Merhaba hocam bilgi alabilirmiyim sizden Şöyle soyluyum babamin babannesinin abisi ismi Ahmet hamdi soyismi yok kanun cikmadigindan dolayi mezar yerini bulamadim baya eski tarih Kendisi Binbaşı Asker Sertabip doktor yani Ankarada bahcelievlerde vefat etmis cebeci asri cebeci askeri sehitlik karsiyaka ve devlet mezarligina sordurdum cikmiyo enson buyuk taarruzda savasta yarali askerlerin tedavisini yapmis Torununa ulastim Ankarada Anitkabirde dedi şasirdim Ama orasida degil
Geç Kalmış Yolcu
Merhabalar,
Mebis sisteminden baktığımda aradığınız ismi bulamadım maalesef. Yalnız şunu söyleyebilirim, Cebeci Asri Mezarlığı 1935’te yapıldığından, soyadı kanunu da 1934’te çıkmış olduğundan bahsettiğiniz kişinin Cebeci Asri Mezarlığı’nda bulunma ihtimali yok gibi görünüyor.
Size iyi günler dilerim.
Hüseyin Telli
Merhaba sizin yardImInIza ihtiyacIm var ,sizin yardIm edeceginize inanIyorum Lütfen bana yardImcI olunuz.
Ben Ankara1959 dogumlu selversomuncu oglu mahallesinde benim onbes yaşlarimda yapilan bir ilk okul vardi hemen karşisindaki ev bizimdi.
konumşudur.ben 5 yaslarinda iken dedem vefaat etti asrimezarlik ücüncü kapi girişinde direk yürüyerek sol taraf ikinci cadde dönüp üzerinden yürüyüp tekrar ikinci veya ücüncü sol tarafa dönünce hemen yolun kiyisi sol tarafta aradada tahminim alti veya on mezar vardi kabir taşinda Tevfik Telli yaziyor.ve1970 senesi gibi babaannem vefaat etti ayni mezara defnettik ismi sati Telli.
yaklaşik 1990 senesinden buyana mezar ziyaretinde yurtdşinda oldugum icin gidemedim.
şimdi ise internette ne kadar ugraştim isem bir sonuca ulaşamadim. yaşimin geregi bende vefaatim halinde buraya Dedemin ve Babaannemin mezarina gömülmek arzusundayim. ve kiminle ve netürlü prösuturler islemler yapmam konusunda beni Bilgilendirmeni cok rica ediyorum lütfen kisa bir sürede bana cevap yazin ve ALLAHA emanet olun.
Sevgi ve Saygilarimla Hoscakalin
Hüseyin Telli
Geç Kalmış Yolcu
Hüseyin Bey merhabalar,
Size belirttiğiniz e-posta yoluyla yanıt verdim, sorunuzun yanıtını verebildiğimi düşünüyorum. Lütfen e-postanızı kontrol ediniz.
İyi günler dilerim.
Mavış
Bugün benim en mutlu günüm 1963 yılında bu mezarlığa gömülen fakat bazı nedenlerden dolayı babamızın mezarlığı in kaybolmuş olduğunu biliyorduk ve bugün mezarının olduğunu öğrendim hüzünlü ve çok mutluyum babam SELAHATTIN KOCAKIN mezarını buldum ilgilenen gorevlidenALLAHrazi olsun çok teşekkür ederim..
Ft
Doğduğum evin bitişiğinde olan mezarlık. Defalarca gittim küçükken dedemin mezarına. Yıllarca bildiğim mezarlıkta Atatürk’ün kız kardeşi Makbule Atadan, manevi kızı Afet inan ve çok sevdiğim şairler, Cahit Sıtkı Tarancı ve Ahmet Arif’in orda yatıyor olduğunu yeni öğrenmem yüzüme tokat gibi çarptı adeta. Kesinlikle şu virüs illeti bittiğinde ziyaretlerine gideceğim, bunu yeni öğrenmem beni çok üzdü.
Haluk Balaban
Ankara’mızın çok ünlü kişileri bilhassa Mustafa kemal paşayı dikmen sırtlarında karşılayan Seymenlerin çoğu da bu mezarlıkta yatmaktadır. Ruhları şad olsun. Sahipsiz mezarları sökerek Buraları Vatandaşa Fahiş fiatlarla satan idarecilere ve birinci Kapı önüne kız yurdu inşa edip Bayramda seyranda Mezar sahiplerinin Park yeri bulamadığı Babasının Anasının üstüne Gömülmeyi arzu eden Ankaralıların Çektikleri sıkıntıyı da dile getirmek istiyorum ve İdareyi ve idarecileri şiddetle kınıyorum ne ölüye ne diriye saygınız yok beyler kul hakkı ile öleceksiniz.
Merve
Bebekken vefat eden halamız bu mezarlığa gömülmüş nüfusta yaşıyor gözüküyormus yıllar sonra büyüklerimiz nüfustan düşürebilmek için cebeci mezarlığı yetkilisinden yazı alması gerekmiş yetkili sakın benden yer mer istemeyin gibi bir ifade kullanmis belgeyi verirken.Yorumunuzu görünce sahipsiz mezarlardan biri de bizden birine ait ve kimbilir kimlere ne fahiş fiyata satıldı.Usulsuzluk yapanlara haramdır aldıkları para orda bizim de normal şartlarda hakkımız var ama üstüne çörekleniyor bulundukları makamları kötüye kullananlar.
bilgiler için emeklerinize sağlık teşekkür ederim
emeklerine sağlık başarılarının devamını dilerim hocam
Geç Kalmış Yolcu
Ben teşekkür ederim, sağolun.
Selma Keskin
Merhaba,
Naçizane birkaç ek:İtünün nüvesi olan Hendese-i Hümayun ilk mezunu(1888),TCDD ve Çubuk barajı,Hicaz Demiryolu mühendisi Osman Vehbi Gencer,keza Sıhhat ve İçtimai Muvazenet Vekaleti doktoru Dr.Zeki Ziya Eden de burada yaymakta.Çok bilindik isimler olmamaları kendi tevazularından…
Geç Kalmış Yolcu
Eklemeleriniz için teşekkür ederim Selma Hanım, iyi günler dilerim.
Eda TAĞRAP
Evime 100 metre olan bu mezarlık hakkkında hiçbir bilgiye sahip değildim.yazınızı büyük bir zevkle okudum.çok bilgilendirici .en kısa zamanda gidip ziyaret etmek istiyorum burayı.teşekkürler .
Geç Kalmış Yolcu
Rica ederim, yazıdan birşeyler öğrenmiş olmanıza çok sevindim.
cennetteask
her gün bu mezarlığın içinden geçiyorum hiç bilmiyordum bu kişilerin orda yattıklarını
Geç Kalmış Yolcu
Evet hocam, Cumhuriyet döneminin bir şekilde tanınmış ve Ankara’da yaşamış insanlarının önemli bir kısmı Cebeci Asri Mezarlığı’nda yatıyor.
Çağrı Sarıgöz
Burak selamlar,
Eline sağlık, bu yazıyı ilk yayınladığında keyifle okumuştum.
Satır Arası olarak büyük oranda Cebeci Asri Mezarlığı ve çevresinde olayların geçtiği “Ölü Doğanlar” kitabını yorumladık geçtiğimiz haftasonu. Kitabın yazarı olan Doruk Ateş’i de konuk olarak aldık hatta 🙂
Kitabı okurken senin bu yazın aklıma gelmişti, oturumumuzu bu yazı üzerinden senle paylaşmak istedim 🙂
YouTube canlı yayın kaydı: https://youtu.be/OsWZQLnwjtI
Podcast bölümü (yayının ses kaydı): https://www.spreaker.com/user/cagrisarigoz/olu-doganlar-doruk-ates
Oturumla ilgili blog yazımız: http://bit.ly/2LTGxOw
Kitabı da okumak istersin belki bu vesileyle.
Selamlar.
Geç Kalmış Yolcu
Çağrı merhabalar. Aylar sonra gelen yanıt için çok özür dilerim. Paylaştığın linkler için çok teşekkür ederim öncelikle.
Podcast’inizin bir kısmını dinledim, yazıyı okudum, bahsettiğiniz kitabı da merak ettim, okumak istedim.,
Bir gün oturup konuşma imkanımız olursa daha ayrıntılı şekilde konuşmak isterim. Hem bu konuyu, hem de başka birçok konuyu 🙂
Çok selamlar, görüşmek üzere…
klartext
Bu değerli bilgiler için teşekkürler
Burak Davran
Ben teşekkür ederim.