Amman Kalesi'nden Amman manzarası
Gezi,  Ülkeler,  Ürdün

Ürdün’ün başkenti Amman’da gezilecek yerler

Son güncelleme tarihi: 9 Ağustos 2023

Orta Doğu’nun en büyük ülkesi olmasa da kesinlikle en turistik ülkelerinden biri diyebiliriz Ürdün için. Her ne kadar tarihilik açısından Mısır’la veya kadim uygarlıkların günümüze kesintisiz gelişi anlamında bir Irak veya Suriye’yle karşılaştırılamasa da Ürdün’de, bu ülkelerin hiçbirinde göremeyeceğiniz turistik değerler bulunuyor. Bununla birlikte, yapacağınız herhangi bir Ürdün ziyaretine muhtemelen başkent Amman’dan başlamanız oldukça muhtemel. Amman ülkenin açık ara en büyük şehri ve bin yıllardır insanların yurt edindiği bir yer olduğu için burada ilginizi çekebilecek çok sayıda eser görebileceksiniz. Ürdün’de Petra veya Wadi Rum‘u görmek asıl hedefiniz olsa da Amman’da da görebileceğiniz güzel yerler olduğunu söyleyebilirim.

Bu yazıda Amman’da geçirdiğim kısa sürede öğrendiklerimi paylaşmak isterim. Şimdiden keyifli okumalar…

Amman’a nasıl gidilir?

Amman’ın tek uluslararası havaalanı, 1977’da bir helikopter kazasında hayatını kaybeden Kral Hüseyin’in eşi Kraliçe Alia‘nın adını taşıyor. Buraya Türkiye’den hem Ankara hem de İstanbul’dan yılın her gününde düzenli uçuşlar düzenleniyor. Ayrıca Pegasus’un Antalya, İzmir ve hatta Trabzon’dan haftada 1 veya birkaç gün seferi bulunuyor. Anadolu Jet’in de yaz döneminde ek olarak Bodrum ve Dalaman’dan seferleri bulunuyor. Ürdün’ün bayrak taşıyıcı şirketi Ürdün Kraliyet Havayolları (Royal Jordanian Airlines) da İstanbul’dan Amman’a seferler yapıyor. Dolayısıyla buraya gelmek başka birçok Orta Doğu ülkesiyle karşılaştırıldığında çok daha kolay. Ankara’dan Amman’a uçuş yalnızca 1.5 saat civarında sürdüğü için Türkiye’de herhangi bir yere gelmek kadar kolay ve zahmetsiz bir yolculukla Amman’a inebilirsiniz.

Amman Kraliçe Alia Havaalanı, Ürdün
Amman Havaalanı gayet yeni vaziyette

Amman Kraliçe Alia Uluslararası Havaalanı gayet yeni ve modern bir havaalanı. Normal şartlarda pasaport kontrolünde bir problem yaşayacağınızı sanmam, ancak bazı kişilerin muhtemelen “şüpheli” göründükleri için memurlar tarafından kısa bir sorgudan geçtiklerini duydum. Bana denilene göre İsrail’e kaçak yollardan geçme düşüncesi olanları yakalamaya çalışıyorlarmış. Ama dönüş biletinizi ve kalacağınız yerleri gösterip, kalacağınız yerleri ayrıntılarıyla anlatırsanız bir sorun çıkacağını şahsen düşünmüyorum.

Bir not olarak belirteyim, Ürdün Türkiye vatandaşlarından vize istemediği için direkt Amman’a giden bir uçağa atlayıp ülkeye girebilmeniz mümkün.

Amman Havaalanından şehir merkezine gelebilmek için taksi ve transfer gibi yöntemleri saymazsak Sariyah adıyla da bilinen shuttle otobüsleri bulunuyor. Amman’daki ana duraklarda duran bu otobüs gündüz yarım saatte, akşam ve gece de saat başı kalkıyor. Ücreti 3.3 Ürdün Dinarı. Yol yaklaşık 1 saat sürüyor. Otobüsle ilgili daha ayrıntılı bilgi, Sariyah’nın web sitesinde bulunuyor.

Amman nasıl bir yer?

Amman her şeyden önce tabii ki bir Orta Doğu başkenti ve diğer Orta Doğu başkentleri gibi caddeler çok kalabalık ve zaman zaman kaotik denebilecek kadar kargaşa içinde. Yakın zamanda gittiğim için direkt ister istemez Kahire’yle karşılaştırdım, Kahire kadar kaotik diyemesem de sokaklar hem gündüz hem de akşamları kalabalık oluyor. Tabii benim gittiğim dönem bayram zamanıydı, sokaklar ekstra kalabalıktı denebilir.

Caddeler çok geniş değil ancak trafik de aşırı sıkışık diyemem, hele Kahire’yle kıyasladığımda. Ancak kaldırımlar çok dar ve kalabalık, kaldırımların bir tarafında seyyar satıcılar durduğu, kaldırımla cadde bariyerlerle ayrıldığı için yaya yolları gayet sıkışık oluyor. Açıkçası yola inip yoldan yürümek daha hızlı ve güvenli bir şekilde ilerlemenizi sağlayabilir.

Amman caddeleri, Ürdün
Amman caddeleri gayet kalabalık olabiliyor, yolda yürümek daha mantıklı

Amman karşılaşabileceğiniz en engebeli başkentlerden bir tanesidir diyebilirim rahatlıkla. Tıpkı İstanbul gibi buraya da yedi tepeli şehir diyorlar. Dolayısıyla yürüyerek gezmesi bir miktar zorlu denebilir. Daha doğrusu kısa mesafe gibi görünen yerlere gitmek düşünüldüğünden daha zor olabiliyor. Dolayısıyla tüm şehri yürüyerek dolaşmak pek mümkün olmayabiliyor. İyi bir kondisyonunuz varsa bile bazı yerlerde taksiye binmeyi düşünebilirsiniz. Ürdün’de Uber yaygın olarak kullanılıyor.

Amman’ın batısı ile doğusu arasında ciddi bir mimari ve kültürel fark var denebilir. Nitekim şehrin asıl tarihi nüvesinin yer aldığı doğu ve merkez kısımlar son derece eski ve dar-orta gelirli halkın yaşadığı, gezilecek çoğu yerin bulunduğu kısmı. Batı kısmı ise yabancıların yaşadığı, yeni ev ve rezidansların, büyükelçiliklerin, iş merkezlerinin yer aldığı, sürekli yeni binaların yapıldığı modern kısmını oluşturuyor. Amman’ın doğusunu Ankara’nın Ulus’u, batısını da Çankaya’sı gibi düşünebiliriz bir anlamda.

İnsanlar genelde yardımsever olsalar da sokakların kalabalığından faydalanarak istenmeyen hareketlerde bulunanlar da olmuyor değil. Benim katıldığım turda, aşırı kalabalık bir yerden geçerken bir kadın arkadaşa elle tacizde bulunulduğunu duydum. Şehir merkezinden tur otobüsümüze binerken kapının yanında biriken yörenin delikanlılarının bizi uzaydan gelmişiz gibi süzdüklerine de şahit oldum. Yani özetle Amman çok tehlikeli olmasa da kalabalıklardan uzak durmaya çalışın diyebilirim.

Amman’da gezilebilecek yerler

Ürdün’ün başkenti Amman’da kendi gezip gördüğüm -ve bazı göremediğim- yerleri kısaca sizlerle paylaşmak isterim. Ön not olarak da belirteyim, benim gittiğim dönemde (Haziran 2023) 1 Ürdün Dinarı yaklaşık 35 TL’ye eşitti. Ürdün Dinarı sabit kurla Amerikan Doları’na bağlı olduğu için dolar yükseldikçe Ürdün gezinizin daha pahalıya geleceğini söylemem gerekir. 1 Ürdün Dinarı yaklaşık olarak 1.41 Amerikan Dolarına eşit.

Amman Kalesi

Amman’ın herhalde en ünlü ziyaret noktası burası. Nitekim şehir merkezine yukarıdan bakan bir tepeye inşa edilmiş bu kale hem içinde bulunan eserleriyle, hem de ziyaretçilerini sunduğu güzel fotoğraf açılarıyla herhangi bir Amman ziyaretinin atlanmaması gereken yerleri arasına en üstlerden girer diye düşünüyorum.

M.Ö. 5500’lü yıllardan itibaren insan yerleşimlerinin bulunduğu düşünülen kale bölgesinde birçok farklı uygarlığa ait eserler bir arada bulunuyor. İlk olarak Bronz Çağı’nda surlarla çevrildiği düşünülen tepeye Ammonit Krallığı, sonrasında özellikle Romalılar ve Emeviler devrinde sağlam surlar yapılmış. İçeride ilk olarak Roma döneminden kalma heykeller, sütunlar, kale surları ve anıtlar bulacaksınız. Özellikle Antik Roma tiyatrosunun yer aldığı tarafın mükemmel manzaralarını göreceksiniz genel olarak.

Amman Kalesi'nden Roma Tiyatrosu manzarası, Ürdün
Amman Kalesi’nden Roma Tiyatrosu ve Amman manzarası

Giriş bölümünden yukarı doğru yürürken geçeceğiniz küçük bir köprünün yanındaki su taşıma sistemine mutlaka dikkat edin. Roma ve Bizanslıların boru kullanımında iyi olduğunu biliyoruz, bu da kanıtı gibi. Bu su sistemi, doğru düzgün yağmur yağmayan bu coğrafyada hayati önem taşıyormuş. Ayrıca yol üstünde bulunan Herkül Tapınağı kalıntılarına da dikkat edin. Birkaç ana sütunuyla kısmen sağlam kalmış bu tapınağın adı, hemen yakınında bulunmuş olan devasa el heykelinden geliyor. Aslında bu tek başına bir el heykeli değilmiş elbette, zamanında çok büyük bir Herkül heykelinin günümüze kadar gelebilen kısmı yalnızca. Orijinal heykelin yaklaşık 10 metre yükseklikte olduğu düşünülüyor.

Ürdün Arkeoloji Müzesi

Kalenin bu noktasında Ürdün’ün 1951’de açılan en eski müzesi yer alıyor. Arkeoloji Müzesi’nde oldukça kadim bir insan yerleşimi olan Ürdün’den çıkarılan sayısız tarihi kalıntı var ve bu küçük müzede bir kısmını görebilmek mümkün. Müzenin en bilinen eseri ise dünyanın en eski insansı heykellerinden bir tanesi, alçıdan yapılma gözü burnu vs. olan insan heykelleri hakikaten müthiş. Bunların daha fazlasını Ürdün Müzesi’yle ilgili bölümde anlatacağım. Müzede ayrıca MÖ 850’den kalma Mesha stelinin bir kopyası da bulunuyor. Orijinali Louvre Müzesi’nde. Müzede tarih öncesi çağlardan, Roma, Bizans ve Emevi devirlerinden çok sayıda sergileniyor, atlamayın derim.

Müzeyi geçtikten sonra Emevi Camii ve Bizans Kilisesi’nin olduğu bölüme varacaksınız. Bizans Kilisesi’ne dair pek birşey kalmamış, nitekim buranın taşları sonraki yıllarda farklı amaçlar için sökülüp kullanılmış. Ancak Emevi Camii gördüğü restorasyonların da yardımıyla bayağı sağlam şekilde ayakta. Camiinin iç bölümündeki işlemeler de kısmen restore edilmiş, o günün havasını belli bir ölçüye dek yansıtabiliyor. Hatta buranın restorasyonunda İspanyol arkeologlar da çalışmış, İspanya’daki Emevi eserlerinin mimarisine dair daha fazla fikir sahibi olabilmek için. Caminin arkasında ise Emevi Sarayı kalıntıları yer alıyor, sütunlu bir cadde ve birtakım odalar hala ayakta.

Amman Kalesi Emevi Camii, Ürdün
Emevi Camii’nin dışı da içi de gayet iyi restore edilmiş

Rotanın geri kalan bölümünde restore edilmiş su borularıyla birlikte hamam kısmı, Birka adlı büyük su deposu, pazar alanı olarak kullanılmış geniş boşluklar ve nispeten yakın zamana kadar kullanıldığı düşünülen, bazı mezar taşlarının hala ayakta durduğu bir mezarlığı da göreceksiniz.

Kaleye giriş ücreti turistler için 3 Ürdün Dinarı. Arkeoloji Müzesi’nin giriş ücreti de buraya dahil. Ürdün vatandaşlarına giriş sadece 0.25 Dinar, bu acayip oransal farkla Amman ve Ürdün’ün diğer turistik yerlerinde de karşılaşacaksınız.

Roma Tiyatrosu

Zaten kaleden de rahatça görülebilen, Amman kentinin bir diğer önemli turistik noktası da Roma Tiyatrosu. Oldukça iyi korunmuş bu tiyatro, bildiğimiz Roma tiyatroları gibi 3 katlı tribünden oluşuyor, en altta senatörler ve soylu kişilerin otururmuş. Sahnenin ortasındaki bir noktadan konuşulduğunda tiyatronun her köşesine ulaşan bir akustikle inşa edilmiş (aynısı Ceraş‘ta da vardı). Amman’ın en akılda kalıcı yerlerinden biri de hiç şüphesiz bu merkezdeki tiyatro. Zaten akşam vakitleri bu tiyatronun önündeki geniş açık alan (Hashemite Plaza) inanılmaz kalabalık oluyor, şehrin ana caddelerinden El Haşımi buranın önünden geçiyor. Tiyatroya giriş ücreti 2 JOD.

Amman Roma Tiyatrosu, Amman, Ürdün
Amman Roma Tiyatrosu, şehrin içinde kalmasına rağmen müthiş korunmuş

Sahne bölümünün 2 yanında iki küçük müze var. Popüler Gelenekler Müzesi‘nde (Jordan Museum of Popular Traditions) çoğunlukla Bedeviler olmak üzere 19. yüzyılda Osmanlı tarafından bölgeye yerleştirilen Çerkezler gibi Ürdün’deki bazı yerel halkların geleneklerine, kıyafet ve süs eşyalarına yer veriyor. Folklor Müzesi‘nde (The Folklore Museum) ise Ürdün’deki önemli geçim kaynaklarına yer veriliyor. Demirci, sütçü, tüccar, ayakkabı boyacısı gibi bir zamanların köy ve kasabalarında, sokaklarda sıklıkla rastlanan kişiliklerin maketleri bulunuyor. Ayrıca yine eski dönemlere ait evlerin farklı odalarından da manzaralar sunuluyor, tavla oynayan beyler, yemek yapan hanımlar gibi. Bu iki müzeyi, ayrıca tiyatronun hemen bitişiğinde bulunan çeşme Nymphaeum‘u da görmeden geçmeyin.

Ürdün Müzesi

Amman’ın merkezinde sayılabilecek bir yerde, oldukça modern bir binaya yapılmış bu müzede Ürdün tarihinin özellikle İslam öncesi dönemine dek olan bölümü oldukça ayrıntılı şekilde anlatılıyor. Modern Ürdün devletinin tarihine dair söyleyecek pek bir şeyimiz yoksa da bu topraklar üzerinde ne kadar kadim dönemlerden beri insanların yaşadığını biliyoruz nitekim.

Müzenin girişindeki salonda Ürdün tarihinin farklı dönemlerinden bir potpuri var adeta. Nebatilerin Petrasından ve suyu nasıl kullandıklarından bahsettikleri gibi, farklı dillerde yazıların olduğu kaya parçaları sergileniyor ve Ürdün’ün önemli şarkıcılarının sesinden ünlü şarkılar da dinlenebiliyor.

Ain Ghazal insan heykeli, Ürdün Müzesi
Ait Ghazal’dan çıkarılan insan heykellerinden biri

Giriş kattaki diğer odalarda 2 tane çok önemli bölüm var. Birincisi, Arkeoloji Bölümünde bashettiğim dünyanın en eski insan heykelleri serisinin devamı burada. Ain Ghazal’dan çıkarılan ve insanı hayrete bırakan cinsten alçı heykellerdeki yüz detayları gerçekten çok enteresan. Bu heykellerin 9500 yıllık olduğunu belirtmem gerekir.

Diğer bölüm ise Kızıl Deniz’den çıkarılan dini metin ruloları. Dead Sea Scrolls adıyla da bilinen bu İbranice metinler dünya tarihinin en eski dini metinleri arasında bulunuyor. Eski Ahit’te yer alan metinlerin bulunduğu rulolar 1947’de Filistinli bir çoban tarafından Ölü Deniz kıyılarındaki bir mağarada ilk kez bulunmuş. Zaman içinde bu mağaralarda yapılan kazılarda çok daha fazlası çıkarılmış ve günümüzde bunların neredeyse tamamı İsrail’deki müzelerde sergileniyor. Ancak Ürdün Müzesi’ndeki rulo örneği en özeli belki, nitekim diğerleri parşömen kağıdına yazılmışken bu rulo bakır plakalara kazınmış. Levhalara zarar gelmemesi için loş bir ışıkta ve sabit bir sıcaklıkta tutulan odada fotoğraf çekmek yasak. Parşömene yazılan metinlerin aksine bakıra yazılanlar dini konuları değil, saklı bir hazinenin yerine dair bilgileri içeriyormuş.

İlk katta ayrıca tarih öncesi çağlardan antik kalıntılar var. Özellikle kayalara çizilmiş hayvan resimleri ve Safaitik alfabesiyle yazılmış yazılar kesinlikle muazzam. Ayrıca alçıyla kaplanmış kafatasları da enteresandı. Bu kafataslarının ölümlerinin ardından ailenin yanında bulundurulmaya devam eden büyüklere ait olduğu düşünülüyor. Bunun yanında modern Arap alfabesinin doğuşunu ve dünyadaki diğer alfabelerin hikayesini anlatan diyagramların bulunduğu oda da çok hoştu. Buradaki bilgisayara adınızı yazarak adınızın farklı alfabelerdeki karşılığını çıktı olarak alabiliyorsunuz.

Taş üzerine deve resmi, Ürdün Müzesi
Taş üzerine çizilmiş muhteşem bir çift hörgüçlü deve çizimi, benzer taşlar da var müzede

2. katta ise 1001 İcat adlı bir bölüm var, burada İslam aleminin ortaya çıkardığı, kimi gerçekleşmiş kimi yalnızca fikir aşamasında kalmış icatları ziyaretçilerle paylaşılıyor. Tıpta, bilimde, astronomide ve birçok farklı alanda Müslümanların dünyaya kattıkları anlatılıyor, Kahire’deki İslami Sanat Müzesi’ne bu anlamıyla benzettim.

Müzede bu topraklardan geçmiş sayısız uygarlığın bıraktığı bir sürü eşya, heykel, mozaik vs bulunuyor. Buraya gelmeden Ürdün topraklarının ne kadar kadim topraklar olduğunu tamamen anlamak zor olacaktır.

Müzeye giriş ücreti 5 Dinar. Bence gördüğünüze kesinlikle değecek bir müze, özellikle müze dışı yerlerin çok daha meşhur olduğu bir ülkede olduğunuzu düşünürseniz buraya mutlaka zaman ayırmak istersiniz.

Rainbow Street

Ürdün’ün tepelerinden birinde yer alan Al-Rainbow Caddesi, Ürdün gece hayatının kalbinin attığı yerlerin başında geliyor. Böyle dediğime bakmayın, yaklaşık 800 metre uzunluğundaki bu caddenin her tarafı gece kulüpleri ve mekanlarla dolu olmasa da klas kafeleri, teraslı barları, meyhaneyi andıran fasıllı mekanları, restoranları ve bol miktarda turistik eşya dükkanlarıyla turistlerin en çok takıldığı Amman bölgesi diyebiliriz. Hatta burada yerel halktan çok turistler dolaşıyor. Merkezde yer almasına rağmen çok dik yokuşları tırmanarak buraya geliniyor, o yüzden taksi tutmayı da düşünebilirsiniz buraya gelmeden önce.

Rainbow Street tabelası, Amman, Ürdün
Rainbow Street tabelası

Amman genellikle güvenli bir yer olarak bilinir. Ancak buraya çıkan sokaklar geceleri biraz karanlık ve tenha hale geldiği için tekinsiz bir his yaratmıyor değil. Yine de Rainbow Caddesi’nin kendisi gayet rahat gezebileceğiniz, çılgın Amman kalabalığından kendini uzak tutabilen bir yer. Akşam vakti bireyler içmek için, Amman manzarası seyretmek için buraya gelmeyi ihmal etmeyin, nitekim şehrin batısındaki yerleri saymazsak Amman’da bar tarzı yerler burada ve çevredeki sokaklarda kümelenmiş durumda. Ayrıca cuma günleri açılan Souk Jara adlı pazar yeri de, eski adı Ebubekir Caddesi olan Rainbow Street yakınlarında yer alıyor.

Caddenin neden Rainbow, yani gökkuşağı adıyla anıldığına dair farklı bilgiler veren yazılar gördüm. Kimine göre caddedeki kültürel çeşitlilikten dolayı gökkuşağı denmiş, kimine göre artık varolmayan Rainbow Sineması’ndan, kimine göre de gökkuşağı renkli bitişik binalardan dolayı buraya Rainbow deniyormuş. Benim de kendi uydurduğum bir teorim var, caddenin iki ucu, ortasına göre daha alçakta kaldığı için kesiti alındığında bir gökkuşağını andırdığından ötürü gökkuşağı denmiş olabilir diye düşündüm.

Rainbow Street, Amman, Ürdün
Rainbow Street’te renkli fenerler, caddenin adıyla uyumlu

The Duke’s Diwan

Gidemediğime en üzüldüğüm yer burası oldu sanırım. Amman’ın merkezinde Kral Faysal Caddesinde bulunan bir apartmanın, eskiden postane olarak kullanılan bir dairesinde yer alan müze, Memduh Bişarat adlı bir Ürdünlü’nün büyük çabasıyla yıkılmaktan kurtulmuş. Sonra da yakın dönem Ürdün tarihinden antika eşyalar, resimler ve çizimlerle burayı zenginleştirip ziyarete açmış. Tarih yüklü bu dairede kısa bir zaman yolculuğu yapılabiliyor(muş). Giriş ücreti olmayan müzeye umarım bir sonraki Amman ziyaretimde gidebilirim.

Amman’da göremediğim diğer yerler arasında nadiren turistlere açık olan kraliyet sarayı Raghadan, Güzel Sanatlar Galerisi, Kraliyet Otomobil Müzesi, Kraliyet Tank Müzesi, Büyük Hüseyin Camii ve Kral 1. Abdullah Camii gibi yerlerden bahsedebilirim. Bir daha Amman’a gelebilirsem buraları da görmek isterim tabii ki.

Grand Husseini Camii, Amman, Ürdün
Grand Husseini Camii

Özetle Amman Orta Doğu havasını gayet net bir şekilde teneffüs edebileceğiniz, birkaç tarihi yeri ve müzesiyle 2-3 gün keyifle dolaşabileceğiniz bir şehir. Petra ve Wadi Rum asıl destinasyonlarınız olsa bile Amman’a da hakettiği zamanı ayırmak gerek bence.

İletişim

Bu yazıyla ve diğer yazılarımla ilgili her türlü sorunuzu, yazıların altına yorum yaparak bana iletebilirsiniz.

Özetle söylemek gerekirse, gezmeye meraklı bir beyaz yakalıyım. Üniversiteyi bitirene kadar hiç yurt dışına çıkmadıysam da, sonrasında elimdeki imkanları olabildiğince kullanmaya çalışarak 40'tan fazla ülkeye gittim. Ülkeleri sokaklarında yürüyerek, bütün müzelere ve tarihi yerlere gitmeye çalışarak, az konuşarak, az yiyip içerek, çok yürüyerek, erken kalkıp erken yatarak gezmeyi severim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir