Polonya,  Ülkeler

Göz Önünde Olmayan Bir Başkent – Varşova’da Gezilecek Yerler

Son güncelleme tarihi: 6 Ekim 2019

Son Orta Avrupa gezimde Polonya’nın başkenti Varşova’ya gitmeden önce bir çeşit ‘Ankara tipi başkent’le karşılaşacağımı sanıyordum bir Ankaralı olarak, hele ki şehre geldiğim otobüsün bizi hafif yağmurlu bir sabahın köründe, azıcık şehir dışında, yüksek toplu konutların arasında bir yerde indirmesiyle bu beklentim pekişmişti. Öyle değilmiş, çok orijinal olmamakla beraber gezilecek yerleri olan, ulaşım ağı iyi, hele hava iyiyse sadece yürümesi bile keyifli bir şehir. Önden şu bilgiyi vereyim, ben Varşova’ya gittiğimde (2017 Nisan) 1 Polonya zlotisi yaklaşık olarak 90 kuruşa eşitti, verdiğim fiyatları ona göre hesaplayabilirsiniz. Verdiğim bilet fiyatları ise 1 tam bilet fiyatı müzeler için, 26 yaşın altında öğrenciyseniz daha da ucuza gelir.

Varşova’ya nasıl gidilir?

Polonya’nın ortasında, Wisla nehrinin üzerinde bulunan Varşova’ya Türkiye’den havayoluyla direkt gitmek için THY ve Polonya’nın havayolu şirketi LOT seferler düzenliyor. Avrupa’nın başka şehirlerinden gelmek için de otobüs ve trenler mevcut. Ama otobüs ucuz ve geceyi araçta geçirme imkanı da veriyor. Budapeşte’den, Viyana’dan, hatta Berlin’den otobüs seferleri var, bu anlamda Polski Bus’ı önerebilirim örneğin. Ayrıca Ryan Air, Varşova’nın küçük havaalanı olan Modlin’e Avrupa’nın birçok yerinden gidiyor.

Avrupa Birliği üyesi olarak Schengen bölgesinde bulunan Polonya’nın başkentine gidebilmeniz için geçerli bir Schengen vizesine sahip olmanız gerekiyor tabii. Ankara’daki Polonya Büyükelçiliği’nden Polonya Vizesi alma sürecimi anlatan yazıya da göz atabilirsiniz.

Varşova’da gezilecek yerler

Varşova’nın turistik merkezi, tıpkı Krakow’da olduğu gibi şehrin tarihi kısmı (old town veya stare miasto). Anlatacak fazla birşey var mı bilmiyorum, Sigismund heykeli, içinde kocaman.bir müzenin bulunduğu, ayaklanma sonrasında büyük kısmı havaya uçurulmuş, sonra yeniden yapılmış kalesi, dar sokakları ve bol miktarda hediyelik eşya dükkanlarıyla alışık olunan tarzda bir Old Town’a sahip.

Old town’ı çevreleyen kale ve içindeki bugün müze olmuş Kraliyet Sarayı (Zamek Królewski), Varşova’nın en görülesi yerlerinden. Varşova Ayaklanması’ndan sonra Naziler tarafında ciddi bir bombardımana maruz kalmış ve yıllar içinde yeniden yapılmış bu kale. İçeride ciddi bir koleksiyon var, en değerli parçalar ise 2 Rembrandt tablosu. Resimden çok anlamamakla birlikte Çerçeveki Kız (The Girl in a Picture Frame) tablosunu unutmadım mesela. Burayı atlamamanızı öneririm. Giriş 30 zloti.

Oralara gitmişken Old town’a yakın Piłsudski Meydanı’na da uğrayabilirsiniz. Kocaman bir haç göreceksiniz öncelikle, burası Papa 2. Jean Paul’un 1979’da Polonya’ya yaptığı ilk ziyarette yaptığı tarihi konuşmanın gerçekleştiği yer. Kendi memleketi olmasından öte, bir Doğu Bloğu ülkesine bir Katolik lider olarak, Papa olarak yaptığı ziyaret, şu anda çok önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor. Tam karşıda neredeyse her Avrupa ülkesinde olan ‘Meçhul Asker Anıtı’ bulunuyor, anıtta nöbet tutan askerler arada turistik şovlar sergiliyor. Daha arkada ise bir park var.

1944 Ayaklanma Anıtı
Yazıda ayrıca belirtmedim ancak Varşova Ayaklanması şerefine yapılmış bu anıt da görülmeye değer bence…

Polonya tarihinin en kritik olaylarının başında gelen 1944 Varşova Ayaklanması, Varşova’nın en önemli müzesi diyebileceğimiz Ayaklanma Müzesi’nde (Muzeum Powstania Warszawskiego) ayrıntılı bir şekilde işleniyor. Varşova, tıpkı Polonya’nın büyük kısmı gibi, 5 yıldan uzun süre Alman işgali altında kaldığından 2. Dünya Savaşı’na ait çok fazla müze ve anıt görmek normal burada. Ayaklanmaya giden süreç ve Naziler’in işgal yılları, ayaklanmanın birçok ayrıntısı müzede bulunuyor. Elbette Polonya resmi tarihiyle aynı dilde, kahramanlık hikayeleriyle paralel bir şekilde olaylar anlatılıyor, ama 2 ay süren ayaklanmanın savaşın kaderinde önemli bir yeri olduğu (ya da ayaklanmayı bastırmalarının bu kadar uzun sürmesinin Almanya’nın ne kadar güç kaybettiğinin net bir göstergesi olduğu) günümüzde tarihçilerin kabul ettiği bir gerçek zannediyorum. Müzede çok sayıda öğrenci grubu gördüm, en azından Polonya’nın resmi tarihinde ne kadar önemli bir olay olduğunun kanıtı diyebiliriz. Girişi 20 zloti. Ayaklanma müzesi demişken, şehirde bir de Yahudi Ayaklanması Müzesi var (POLIN), merak edenler, zamanı çok olanlar düşünebilir.

‘Ulusal müze’ adı bende siyasi tarihe dair çağrışımlar yaratmıştı, ancak burası (Muzeum Narodowe w Warszawie) aslında sanat galerisi gibi. Kilise tabloları ve üç kanatlı panellerden (triptych) Polonya’dan çıkmış ünlü ressamların eserlerine, geniş bir koleksiyon sergileniyor. Tek bir oda ise tamamen Polonya’nın en büyük ve en meşhur tablosu olan Jan Matejko’nun ‘Grunwald Savaşı’na ayrılmış. (1410 Grunwald Savaşı biliyorsunuz Polonya-Litvanya ordularının Prusya şovalyelerini mağlup ettiği meşhur bir savaş ve ülkenin en büyük gurur kaynaklarından biri. Hatta Naziler Krakow’u işgal ettiğinde şehirdeki Grunwald anıtını patlatmışlar, savaştan sonra Polonyalılar orijinal sadık kalarak aynı heykeli aynı yere tekrar dikmiş). Giriş 15 zloti.

Bir süre ülkenin kraliyet ailesine evsahipliği yapmış Wilanów Sarayı da görülebilecek yerler arasında. Varşova şehir merkezinden kalkan belediye otobüsleriyle (örneğin 116 numara) yaklaşık 25 dakikada Wilanów kasabasına ve saraya varılıyor. Barok tarzda inşa edilmiş, zarif bir saray olan Wilanów’da yine süslü püslü odalar, tavan süslemeleri ve refah göstergesi koleksiyonlar bulunuyor. Sarayın arkasında farklı bir biletle girilen bahçelerde ise ilginç şekillerde kesilmiş ağaç ve yeşillikler var. Ancak zamanınız bolsa bahçelerde oyalanın derim naçizane, yoksa sadece saray yeterli. Saray bileti 20 zloti.

Polonya’nın medar-ı iftiharlarının başında gelen besteci ‘Fryderyk’ Chopin adına da bir müze var Varşova’da. Aslında müze olarak gayet başarılıydı ama açıkçası beni pek tatmin etmedi. Özel hayatından, kadınlarla ilişkilerinden, Avrupa’nın birçok yerine yaptığı gezilerden bahsedilen, bazı müziklerinden ve özel eşyalarından (son piyanosu gibi) örneklerin bulunduğu müzeye, klasik müzikle ve rahmetli besteciyle gerçekten ilgiliyseniz ya da müze olsun da çamurdan olsun düşünceniz varsa gidin diyeceğim. Konsepti daha iyi düşünüp öyle gitmeliydim, benim hatam. Giriş ücreti de 17 zloti.

Hayatımda gördüğüm birçok mezarlık içinde en etkileyici mezarlıklar arasına Varşova’daki büyük Yahudi Mezarlığı’nın (Cmentarz żydowski) girdiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Şöyle bir durum var, Yahudiler’in Polonya gibi Orta Avrupa ülkelerinde yüzyıllar öncesine dayanan varlıklarına dair birçok kitap okuyup filmler izlemiş, müzelerde anlatılanlara kulak vermiş olsanız bile bu durumu en net göreceğiniz yerler Yahudi mezarlıkları olacaktır kanımca. Kraków’dakine girme fırsatı bulamayıp sadece dışarıdan bakmakla yetinmiştim, ancak Varşova’da Okopowa Caddesi’nde yer alan mezarlığa gittim. Kapıya yakın yerlerde yeni mezarlar var, klasik Yahudi imgeleriyle dolu, sıkışan eller falan filan. Ama biraz iç kısımlara ilerledikçe mezarlığın ne kadar eski olduğunu anlıyorsunuz. İbranice (ya da muhtemelen Yidiş dilinde) yazılı binlerce mezar taşının 120-130 yıl, belki daha da eski olduğunu tahmin ediyorum, nitekim Latin alfabesiyle yazılmış mezar taşlarının en eskileri 20. yüzyılın başlarına aitti. Tabii ki Yahudi tarihine ait yerler gibi burada da için düzenlenmiş gezilerle İsrailli gençlere rastlıyorsunuz. Unutmadan, giriş maalesef ücretsiz değil, mezarlığın bakımı ve korunması adına 10 zloti bir ‘bağış’ yapıyorsunuz makbuzu karşılığında.

Varşova’da uzun zamandır açılması planlanan kapsamlı Polonya Tarihi Müzesi, bazı internet haritalarında gözükse de inşaat henüz bitmedi, 2018’den önce açılması beklenmiyor. Bir yerlerde görürseniz boşuna gitmeye kalkmayın.

Varşova'da nehir kenarı
Varşova’da Wisla nehrine girilmese de insanların nehir kenarında zaman geçirip güneşlenmesi yasak değil.

Özetle şehrin görülebilecek turistik yerleri Wisla nehrinin batısında konuşlanmış durumda. Görmek için doğuya da geçebilirsiniz ama fazla turistik yer yok, bu anlamda Kiev’e benziyor. Futbola ya da sportif mekanlara meraklıysanız Polonya’nın 2012 Avrupa Şampiyonası için inşa ettiği süper modern Ulusal Stadyum’a (PGE Narodowy) uğrayabilir, şanslıysanız benim kaçak göçek tribünlerine de çıkabilirsiniz. Ayrıca dışında çok keyifli bir ortam var, parklarda gezenler, paten yapanlar, hatta o cumartesi gününe mi özgüydü bilmiyorum ama tam bir üniversite şenliği görüntüsü buldum karşımda. İçki ve fast food yemek satan arabalar ve müthiş bir genç kalabalığı içinde gayet güzel birkaç saat geçirebilirsiniz. Ama dediğim gibi bana mı denk geldi, yoksa her hafta mı var ona emin değilim. Herhangi bir organizasyon bulamadım yaptığım araştırmalarda. Tam nehir kenarında olduğu için oradaki kumlarda güneşlenmek de mümkün, ama suya giren kimseyi görmedim.

Yeme içme konusunda öneride bulunacak kadar yöresel lezzet peşinde olmadığımdan, genelde bu kısmı boş geçerim yazdığım yazılarda. Ama Kraków’a ayrı bir yazı yazmadığımdan buraya sıkıştırayım, Polonya’ya giderseniz mutlaka ‘Zapiekanka’ yiyin. Genelde yol kenarı küçük büfelerde yapılıp satılıyor, bir çeşit pizza gibi, ama malzemelerin baget ekmeğin dikey şekilde ortadan ikiye yarılmasıyla elde edilen kısmının üzerinde olduğunu düşünün. Tıpkı pizza gibi farklı çeşitleri var, ben çok sevdim. Ayrıca ‘Żurek’ adında yumurtalı ekmekli bir çorbaları var, o da fena değil, helal yemek aramayanlar için.

Varşova’da Ulaşım
Varşova’yla ilgili belirtmem gereken noktalardan bir tanesi de ulaşım sistemi. Ankara metrosuna çok benzer, iki hattın tek noktada (Świętokrzyska, merkezi yerlerden biri) kesiştiği bir metro sistemi var Varşova’nın da. Ama şehrin büyük kısmını kapsıyor. Şehir içinde otobüsler de bolca kullanılıyor. Metro ve otobüslerde benzer bir şekilde, 20 dakika veya 75 dakika geçerli bilet türleri var. Kısa bir mesafeye gidecekseniz, 20 dakikalık bilet işinizi görür (3.40 zloti) ama uzun mesafelerde kontrole denk gelirseniz cezayı kesiyorlarmış. Ben metroda veya otobüste herhangi bir kontrole rastlamadım ancak Polonyalı görevlilerin bu konuda çok arandığını, buldukları fırsatı hiç affetmediklerini duymuştum gitmeden. Yine de mesela ben Wilanowska’ya giderken 25 dakikalık yol için 4.40’a 75 dakika bileti alıp otobüs içinde onaylatmıştım tam bir tedbirli turist gibi, ancak binen yolculardan çok azının bilet okuttuğuna şahit olduğumu da belirteyim. Siz yine de tedbirli olun tabii ki.

Varşova'da tabela
Varşova çok büyük bir turistik merkeze sahip değil, gezilecek yerlerin çoğu birbirine yakın.

Ben Varşova’yı gezmekten genel olarak keyif aldım. Konum olarak dezavantajı, Budapeşte-Kraków-Viyana-Bratislava bölgesine ters bir yerde bulunması, ama yolunuz düşerse 2 gün ayırabilirsiniz. Kraków gibi değil ama yine de güzel, “ben buraya neden geldim” diye sordurmayacak bir yer olduğunu düşünüyorum kendi adıma.

İletişim

Bu yazıyla ilgili sorularınızı, yazıya yorum yaparak bana iletebilirsiniz. Ancak sizden ricam, önceki yorumları da okumanız, belki de aynı soru önceden sorulmuştur.

Özetle söylemek gerekirse, gezmeye meraklı bir beyaz yakalıyım. Üniversiteyi bitirene kadar hiç yurt dışına çıkmadıysam da, sonrasında elimdeki imkanları olabildiğince kullanmaya çalışarak 40'tan fazla ülkeye gittim. Ülkeleri sokaklarında yürüyerek, bütün müzelere ve tarihi yerlere gitmeye çalışarak, az konuşarak, az yiyip içerek, çok yürüyerek, erken kalkıp erken yatarak gezmeyi severim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir