Novodeviçi Mezarlığı Ziyareti – Moskova, Rusya
Son güncelleme tarihi: 14 Eylül 2019
Bizim zaman zaman alevlenen Nazım Hikmet’in mezarının Türkiye’ye getirilmesi tartışmalarında adını duyduğumuz Moskova’daki Novodeviçi (Novodevichy) Mezarlığı, sadece Rusya’nın değil, tüm dünyanın en bilinen mezarlıklarından bir tanesi. Hiç şüphesiz Nazım kadar değerli, dünya edebiyatı, kültürü ve siyasetine yön vermiş birçok kişinin bulunduğu bir yer olmuş. Bu nedenle Novodeviçi Mezarlığı’yla ilgili ayrı bir yazı yazmak istedim.
Novodeviçi Mezarlığı, özellikle Sovyet döneminde oldukça prestijli bir gömülme yeriymiş. Kremlin Duvarı’na gömülen en üst düzey devlet yetkilileri ve Yuri Gagarin gibi ulusal kahramanlar dışındaki kişiler için son durak olmuş. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra daha çok sembolik bir önem kazanmış. Mezarlığın günümüzdeki halini alışı, 20. yüzyılın başlarına dayanıyor, ancak yandaki manastırın bahçesi oluşundan dolayı zaten burada geniş bir mezarlık varmış. Gerekli çalışmaların ardından günümüzde burası, eski ve sonradan tasarlanmış kısmın bir araya getirildiği halini almış.
Mezarlıktan bahsetmeden önce buraya nasıl gidildiğinden kısaca söz edebilirim. Mezarlık Hamovniki (Khamovniki) Bölgesi’nde yer alıyor. 1 numaralı hattın Sportivnaya metro durağıyla 14 numaralı ring hattının Lujniki (Luzhniki) durağı, buraya en yakın duraklar. Lujniki Stadı’yla arasında çevre yolu benzeri bir yol var yalnızca. Bitişiğinde ise mezarlığa adını veren Novodeviçi Manastır Kompleksi (Novodevichy Convent) yer alıyor. Girişleri aynı değil, mezarlığa giriş Lujnetskiy (Luzhnetskiy) Caddesi üzerinde, karışıklık olmasın. Mayıs’tan Eylül’e 9-19, Ekim’den Nisan’a 9-17 saatleri arasında mezarlık ziyarete açık.
Novodeviçi’nin gitmeden önce doğru düzgün bir haritasını bulamamıştım. Bu yüzden oradaki rahmetlilerin isim listesinden başka elimde birşey olmadan gittim mezarlığa. Girişte hem harita, hem de önemli rahmetlilerin uzunca bir listesi ve ada numaraları panolarda yer alıyor, ama liste Rusça olduğundan Kiril alfabesi okuyabilmeniz gerekiyor listeden birşey anlayabilmeniz için. Bunu halledebiliyorsanız görmek istediğiniz mezarların büyük kısmını çok daha rahat bir şekilde görebilirsiniz. Ben kendi öğrendiğim ada numaralarını, rahmetlilerin yanında parantez içinde belirttim.
Mezarlığın aşırı büyük bir yer olmaması benim gibi gezmeye gelenler için avantajlı bir durum elbette. Mezarlığın girişinden dümdüz ileri yürüdüğünüzde Rusya Federasyonu’nun ilk başkanı Boris Yeltsin’in dalgalanan Rusya bayrağı şeklindeki koca mezar taşı direkt karşınıza çıkıyor. Nazım Hikmet’in mezarını ise Yeltsin’in mezarına yüzünüzü dönüp sola baktığınızda hemen karşınızda bulacaksınız, bulması hiç zor değil. Ada numarası 8. Mezarın yanında son aşkı Vera Tulyakova-Hikmet’in de mezarı bulunuyor. Burada Türkiye’den gelmiş başka insanlarla karşılaşmanız çok mümkün. Ben gittiğimde karşılaştığım mezarın başındaki insanlar, acaba Fatiha okusak mı, Nazım Hikmet bunu ister miydi tartışması yapıyorlardı. Ben önceden planlamıştım zaten ne yapacağımı, telefonumdan Hoşçakal Kardeşim Deniz’i açıp Zülfü Livaneli’nin sesinden dinlemeyi tercih ettim. Siz de kendinize uygun anma ritüelini önceden düşünün derim eğer öyle bir niyetiniz varsa.
Mezarlığın bu kısmında daha çok devlet görevlileri, askerler, kozmonotlar ve sporcular gibi SSCB döneminin önemli insanlarının mezarları bulunuyor. İkinci Dünya Savaşı’nda çeşitli kahramanlıklar göstermiş başka askerlerin de ebedi istirahatgahları bu tarafta. Bu nedenle bir sürü rütbeli, nişanlı, üniformalı büstleri olan kişilerle karşılacaksınız, emir komuta zinciri öldükten sonra bozulmamış besbelli. Nazım Hikmet gibi edebiyatçılar genelde bu tarafta değil. Nazım’ın mezarına yakın Raisa Gorbaçova’nın mezarı bulunuyor mesela duvar dibinde. Günün birinde kaçınılmaz son gerçekleştiğinde Sovyetler Birliği’nin son gerçek lideri diyebileceğimiz Mihail Gorbaçov’un da 1999’da gözyaşları içinde veda ettiği eşinin yanına gömüleceğini tahmin edebiliriz. Duvar diplerinde daha çok yakılmış ve külleri duvara yerleştirilmiş insanların mezarlarıyla karşılaşılıyor. Yine bu tarafta bir başka SSCB lideri Nikita Hruşçov’un da mezarı bulunuyor. Ayrıca Sovyetler’in uzun yıllar kullandığı, hala da hava taşımacılığında kullanılan Topolev uçağının mucidi Andrey Topolev’in mezarı, mezarlığın arka tarafta kalan diğer kapısına yakın bir yerde, 7. adada. (Merak edenler için belirtelim, SSCB’nin diğer önemli liderleri olan Lenin, Stalin ve Brejnev’in mezarları Kızıl Meydan’da, Kremlin duvarında bulunuyor. Lenin’in mumyalanmış, gömülmemiş bedeni, kendisi için özel yapılmış mozolede ziyarete açık)
Novodeviçi Mezarlığı 2 bölümden oluşuyor, birbirinden duvarla ayrılan ve tek bir geçiş yeri olan 2 bölüm var. Anlaşıldığı kadarıyla eski ve yeni mezarlık kısımlarını ayırıyor duvar. Mezarlık ziyaretinizde yeni kısımdan sonra eskisine de muhakkak uğrayın. Bu eski kısımda SSCB’den ziyade Çarlık Rusyası döneminde yaşamış insanların mezarları bulunuyor. Boris Yeltsin’in mezarının olduğu orta bölümden sağa dönerek duvardaki tek geçiş yerinden eski tarafa geçiliyor. Burada bizim çok yakından tanıdığımız isimlerin mezarları bulunuyor, Rus Edebiyatı’nın çok büyük isimleri Nikolay Gogol (2), ve Anton Çehov’un (2) mezarları bulunuyor, Genç Bir Doktorun Anıları romanını çok sevdiğim bir diğer büyük edebiyatçı Mihail Bulgakov’un (2), Konstantin Stanislavski’nin (2) de mezarı bu kısımda. ‘Molotof Kokteyli’ne adını vermiş Dışişleri Bakanı Vyaçeslav Molotov’un (1) ve şair Vladimir Mayakovski’nin (1) de mezarı bu kısımda bulunuyor. Bu tarafa da mutlaka uğrayın. Ben sinemaya olan ilgimden dolayı Sovyet Rusya’nın en büyük yönetmenlerinden, Potemkin Zırhlısı gibi bir başyapıtı ortaya çıkarmış Sergey Eisenstein’ın (4) da mezarına da gittim. Bu kısım, yeni kısımdan biraz daha bakımsız, ağaçlar ve otlar daha fazla yer kaplamış.
Yukarıda bir yerde, mezarlıkta 2. Dünya Savaşı’nın birtakım kahramanlarının yattığını yazmıştım. Ben gittiğimde bir anma töreni gibi birşeye denk geldim. 30-40 kişiden oluşan bir bando takımı, üniformalı adamlar, savaş gazisi görünümlü ve yine tam tekmil üniformalı birkaç amcanın katıldığı törende konuşmalar yapıldı, Rusya milli marşı okundu, bir abla kahramanlık destanı olduğunu tahmin ettiğim şarkılar söyledi. 100 kişi civarında bir kalabalık toplanmıştı, bir kısmı da benim gibi ne olduğunu tam olarak anlamayan ama fotoğraf makinelerini eline almış turist kalabalığıydı.
Nihayetinde Novodeviçi’nin bir mezarlık olmaktan çıkıp Moskova’nın önemli turistik ziyaret noktalarından biri haline geldiğini söylemekte sakınca görmüyorum. Bu yazıyı okuyanlara da Moskova ziyaretlerinde burayı atlamamalarını tavsiye ediyorum son olarak.
İletişim
Bu yazıyla ilgili sorularınızı, yazıya yorum yaparak bana iletebilirsiniz. Ancak sizden ricam, önceki yorumları da okumanız, belki de aynı soru önceden sorulmuştur.
3 Yorum
Kenan Akay
Sekiz yıl önce gitmiştim.Bu kadar ünlünün olduğunu bilmiyordum.Anton Cehov u mutlaka Ziyaret ederdim Gogolu da….. umarım bir daha giderim….
Duygu Döner
Ne kadar güzel yazarlarını eski değerlerini hatırlamaları. Ruslar aslınad çok duyarlı insanlar bilinenin aksine. Yazınız çok güzel tebrik ederim. Takipteyiz. 🙂
Geç Kalmış Yolcu
Teşekkürler, Rusların sanatçılara gösterdikleri değerin daha net göstergesi, sizin de bildiğiniz gibi St. Petersburg’daki Tihvin aslında, Dostoyevski, Çaykovski ve başka birçok ünlü yazar, şair, müzisyen, ressamı aynı mezarlıkta onurlandırmışlar.