Burada Sadece Elhamra Yok – Granada’da Gezilecek Yerler

Son güncelleme tarihi: 15 Eylül 2019

Güney İspanya’da gördüğüm ilk şehir Granada’da gayet keyifli 2-3 gün geçireceğinizi garanti ederim. Tabii Elhamra’yı görürseniz bu keyif birkaç katına çıkacaktır. Bu çok büyük olmayan ama harika şehirle ilgili gözlem ve önerilerimi bu yazıda sizlerle paylaşmaktan dolayı gerçekten mutluyum.

Granada 2 farklı kültürün yüzyıllarca hükmettiği bir şehir ve iki kültün de etkilerini günümüzde ortak bir şekilde sunmayı başarabilen nadir yerlerden. 700’lerden 1492’ye dek Müslüman güçlerin, önce Emevilerin, sonra da onlardan sonra bölgeyi kontrol eden farklı emirliklerin merkezi olmuş. En büyük etki yaratanı Nasrid Emirliği ki zaten Elhamra’yı onlara borçluyuz. 1492’de kutsal Katolik ittifakının Granada’yı teslim almasıyla Müslüman ve Yahudiler öldürülmüş ya da sürülmüş, birleşik İspanya da o tarihten sonra dünyanın her yerini keşfederek devasa bir koloni imparatorluğuna dönüşmüş. Bu anlamda Granada hem İspanya, hem de dünya tarihinde çok önemli bir yere sahip. Günümüzde de ortasından geçen Darro gibi artık dereye dönmüş birkaç nehrin kesişiminde, iki tepenin ve ortasındaki alanın birleşiminden ibaret 250 bin kişilik bir şehir olarak turist akınına uğramakta.

Granada’ya Nasıl Gidilir?

Granada (ya da Arapça adıyla Gırnata) söylediğim gibi Güney İspanya’da Andalucia (Endülüs) Eyaleti’nde yer alıyor. Yani Sevilla, Malaga gibi güneyin diğer şehirlerine çok yakın. İspanya’daki iyi otobüs ağı sayesinde Madrid, Barcelona gibi uzak şehirlerden ya da Almeria gibi Güneydoğu tarafındaki yerlerden gelmesi zor değil. Otobüs Garı şehrin asıl merkezinin çok az dışında, yürünmeyecek yerde değil ama belediye otobüsleri de tercih edilebilir. Trenle de gelinebiliyor, ama ben gittiğimde (2017 Eylül) tren garında yenileme çalışmaları yapıldığı için sadece Almeria tarafından gelen trenler doğrudan Granada’ya ulaşabiliyordu. Madrid, Sevilla, Barcelona, Valencia gibi diğer yonlerden gelen trenler Granada’ya yaklaşık 150 km mesafedeki Antequera’ya kadar geliyor, oradan otobüslerle Granada’ya aktarma yapılıyordu.

Elhamra’ya Nasıl Bilet Bulunur?

Sadece Granada’nın değil, belki de tüm İspanya’nın en değerli turistik yeri Elhamra (Alhambra) desem yeridir. Özellikle yaz aylarında buraya bilet bulmak büyük dert. Birkaç ay öncesinde internetten bilet almakta fayda var. Bilet satışlarını resmi olarak yürüten site Ticketmaster. Eğer şansınız varsa buradan biletinizi alırsınız, ama birçok farklı bilet türü olduğundan hangi bileti alacağınızı dikkatli seçmelisiniz. Elhamra’nın en kıymetli yeri olan Nasrid Sarayları’na (Nasrid Palaces ya da Palacios Nazaries) giriş olan bir bileti seçmeniz gerek ki bunları Elhamra’yla ilgili kısımda daha ayrıntılı anlatmaya çalışacağım.

Diyelim ki gideceğiniz tarihler için bilet kalmadı. Bu durumda B planlarını devreye sokmalısınız. Elhamra’ya bir turla veya Granada Card‘la girmeniz de mümkün. Onlarda gideceğiniz tarihe uygun Nasrid Sarayı bileti bulmanız daha olası. Biraz daha fazla ödeyip geç kalmışlara böyle bir fırsat sunan seçenekleri değerlendirin. Ben Granada Card sayesinde istediğim güne yer bulabildim. Granada Card’la ilgili prosedürü ilerleyen bölümlerde okuyabilirsiniz.

Elhamra (Alhambra)

Buraya yürüyerek de gelebilirsiniz, benim tavsiye edeceğim yol bu olacaktır. Çok güzel bir parkın içinden geçiliyor. Ama çok sert bir yokuş çıkmak durumunda olacağınızı da hatırlatayım. Ya da şehir merkezindeki C3 numaralı otobüsleri de kullanabilirsiniz.

Elhamra her gün 8.30’da açılıyor. Kapıdan bilet almak mümkün olsa da hem müthiş bir kuyruk var ve biletler çabuk tükeniyor, hem de bilet bulsanız bile Nasrid Sarayları’na istediğiniz saatte giriş bileti bulamayabilirsiniz, bu yüzden internetten almanızı şiddetle öneririm. Söylediğim gibi, Nasrid Sarayları’na ancak biletinizin üzerinde yazan saatte girebiliyorsunuz. Yarım saatlik dilimlere ayrılmış Nasrid girişleri için belirtilen saatte içeriye girmiş, sarayın kapısında bekliyor olmanız gerekiyor. Her dilim için belli sayıda insan alınıyor. Bu konuya çok dikkat edin bilet alırken.

Her şey tamam, biletiniz elinizde, artık Elhamra’yı görebilirsiniz. İçeride elbette sadece saray yok, burası etrafı surlarla çevrili bir şehir aslında. Her tarafı görmek için bence temizinden 4-5 saat ayırmanız gerek. Kompleks içinde birçok yer var, kısaca anlatmaya çalışayım. Öncelikle girişte audioguide alabilirsiniz. Ücreti 6 Euro. Gezdiğiniz yerlerin hikayesini dinleyerek gezmek elbette daha faydalı olacaktır. Audioguide bilete dahil değil.

İlk göreceğiniz yer, Generalife bahçeleri. Adeta cennetten çıkmış bir bahçe gibi olan Generalife’de çeşit çeşit çiçekler, ağaçlar, havuzlar vs bulunuyor. Çok güzel saray kalıntıları, sizi adeta Nasrid Sarayı’nda göreceklerinize hazırlıyor. Sudan merdiven (Water stairway) bir harika, etrafındaki ağaçlarıyla cennetteymiş gibi hissettiriyor.  Sonra Medina adındaki antik kent tadında bölge var, burada da bahçeler ve eski kent kalıntıları, surlar var. 5. Charles Sarayı’na gitmeden önce yol üstünde kenarda kalan hamamı atlamayın. Oldukça büyük, ancak içinde fazla görecek birşey bulunmayan 5. Charles Sarayı, Elhamra’nın İspanyollar tarafından inşa edilen bölümlerinden. İçinde Elhamra Müzesi ve Güzel Sanatlar Müzesi yer alıyor. Müzede şehrin Arap tarihinin önemli hatıraları, el yazması Kuran, devre ait madeni paralar ve benzeri eserleri sergileniyor, uğrayın derim.

Buranın karşı tarafında Alcazaba sur kompleksi bulunuyor, oldukça görkemli ve sağlam görünen bu surlardan hem Granada şehrinin, hem de Albayzín’in güzel fotoğraflarını çekebilirsiniz. Sonra Nasrid Sarayları geliyor… Ben mimariden pek anlamam, ancak içerisi -sınırlı sayıda insan alınmasına rağmen- hınca hınç dolu olsa da böyle güzel, on yılların emeğini taşıyan bir yeri az görmüşümdür. Saray odalarının, cami benzeri yapıların kapıları, koridorları, penceleri, tavan ve kubbeleri muhteşem oymalarla, işlemelerle kaplı. Binalar arasında Court of the Myrtles gibi muhteşem avlular var. Ne kadarı restoredir bilmiyorum, belki de dünyanın en özel Müslüman mimarisi örneği Nasrid Sarayları olabilir. Söyleyebilecek fazla da birşeyim yok, resimlerine bakın yeter… Nasrid’den sonra Partal bahçelerine de uğrayın. Burası da Generalife gibi harika bir bahçe, çiçekten çok havuzlarla dolu diyebilirim.

Böyle bir çırpıda anlatıp geçiyorum, ama Elhamra gerçekten eşine az rastlanır, hatta başka bir örneği olduğunu sanmadığım müthiş bir yer. Saatlerinizi ayırmaktan çekinmeyin. Kompleksin her yerinde göreceğiniz anathar deliği şeklindeki (audioguide’ın dediğine göre Müslüman kültüründe gelen herkese hoşgeldin anlamı taşıyormuş) büyük kapılar, pencereler, mihraplar aklınıza kazınacak. Granada’ya giderseniz mutlaka ama mutlaka burayı da görün, hatta sadece burayı görmek için Granada’ya gitseniz yeridir.

Granada Card

Diğer bütün şehir kartları gibi Granada Card da birçok müzeye ücretsiz giriş ve toplu taşımada kolaylık sağlıyor. 3 günlük kartın ücreti 37 €, Elhamra’nın da aralarında olduğu 7 müze-turistik mekana ücretsiz girilmesinin yanında bu süre zarfında geçerli olan 5 adet otobüs bileti de veriliyor. Granada’da şehir merkezindeki otobüs ve dolmuşlara biniş 1.40 €. Granada Card’ı internetten aldıktan sonra kart çıktısını yanınızda götürün, şehrin merkezindeki ofislerden birinde, örneğin Plaza de Carmen’deki turist bilgi ofisine gidip kartınızı göstererek otobüs bileti yerine geçen kuponlarınızı alın. O çıktıdaki QR koduyla tüm müzelere girebiliyorsunuz, sakın atmayın. Nasrid Sarayları için giriş saatiniz de biletin üzerinde yazıyor, kartı alırken siz seçiyorsunuz o saati, yer varsa tabii.

Kuponların otobüslerdeki kullanımı ise şu şekilde: Otobüse bindiğinizde size verilen kuponlardan birini şoföre veriyorsunuz, o da size 1 saat geçerli bir fiş veriyor. Bu fişle 1 saat içinde başka otobüslere aktarma yapabilirsiniz. Ama verilen kuponlara dikkat edin, başlangıç ve bitiş tarihileri, sizin kullanacağınız tarihlerde olsun. Hatta o tarihlerin yazıldığı yeri de kontrol ederek alın, nitekim bana verilen kuponlarda daha önceden bir tarih yazılmış ve üzeri daksille silinerek yeni tarihler yazılmıştı. Ben o anda buna hiç önem vermedim, ama ilk bindiğim otobüsün şoförü benim kuponu kabul edip biletimi verdi ama hemen telsizle bir yerlere birşeyler anlattı, sonraki durakta kontrol memuru bindi ve benim biletimin geçersiz olduğunu söyleyerek otobüsten indirdi. Son derece kibar memurla inince konuştuk, derdinin ne olduğunu anlattı ve kartı aldığım turist ofisine giderek biletleri değiştirmem gerektiğini, şoförlerin bir dahaki sefere bileti kabul etmeyebileceğini söyledi. Turist ofisine giderek durumu anlattım, onların da böyle bir olaydan haberi yokmuş ve bana da teşekkür ettiler haber verdiğim için, biletlerimi yeni biletlerle değiştirdiler. Ama elbette bir miktar zaman kaybettim bu süreçte.

Granada’da Gezilebilecek Diğer Yerler

Granada başta söylediğim gibi çok büyük olmayan, kompakt bir şehir görüntüsünde. Bu yüzden merkezdeki çoğu yere yürüyerek rahatlıkla gidebilirsiniz.

Bence Granada’nın en değerli yerleri, hatta Elhamra’yı bu kadar güzel kılan, nehrin karşı tarafındaki Albayzín (Albaicín) ve Sacromonte bölgeleri. Albayzín şehrin Arap kimliğini en çok korumuş bölgesi, dar sokakları, beyaz evleri, harika atmosferiyle… Bu sokaklarda sadece yürümek bile müthiş keyifli bir deneyim, hem gecehem de gündüz. Kesinlikle ama kesinlikle tavsiye ederim, hatta mümkünse burada bir otel veya hostelde kalmaya çalışın derim. Sacromonte ise biraz daha kuzeydoğuda kalan benzer nitelikte bir başka bölge, oradan da şehre tepeden bakabilir, benzer bir havayı soluyabilirsiniz. Orada daha fazla dağ içine oyulmuş evle karşılaşcaksınız, meraklıları için manzaralı mekanlar, hatta flamenko şovları sunan yerler de mevcut.

Albayzín’in alt taraflarındaki Calle Elvira, şehrin Arap havasını en bariz şekilde göreceğiniz cadde diyebilirim. Arap restoranları, hediyelik eşyacılarıyla dolu bu cadde özellikle akşamları oldukça canlı oluyor, buraya da mutlaka uğrayın. Öte yandan Albayzín’in yokuşları biraz yorsa da yukarılardaki küçük meydanlarda güzel mekanlar ve keyifli bir ortam olduğunu yine belirteyim. Mesela Placeta Cristo de las Azuzenas, akşamları gençlerin toplanmasıyla gayet renkli bir yer haline geliyor. En güzel manzaralar ise bence Ermita de San Miguel Alto kilisesinin olduğu tepede… Buralara çıkmadan Granada görmüş olmazsınız, gerçekten.

Şehrin göbeğindeki yerlerden Granada Katedrali’ne (Catedral de Granada) zaten gidersiniz diye düşünüyorum. İyice evlerin arasında kaldığı için görülmesi kolay değil, tepelerde görülebilecek kadar yüksek ama. Granada’nın resmi tarihinde 1492 tarihi çok büyük önem taşıyor, o yıl Aragón’lu Fernando ile Castilla’lı Isabel’in Katolik ittifakının şehri Emeviler’den aldığı yıl. Şehirde Elhamra haricinde bugün görülebilir yerlerin çoğu o tarihten sonra inşa edilmiş. Katedral de “fetihten” kısa bir süre, şehrin camisinin olduğu yere inşa edilmiş. Amaç olarak kraliyetin önemli kişilerini gömmek üzere yapılmış. Görkemli katedralin girişi 6 Euro, Granada Card’a ücretsiz. Audioguide da ücretsiz veriliyor girişte.

Katedralin hemen bitişiğinde Kraliyet Şapeli (Capilla real) yer alıyor. Asıl gömülme işleri burada yapılmış, yukarıda söz ettiğim Isabel, Fernando ve başka kraliyet şahsiyetlerinin mezarı bu şapelde bulunuyor. Giriş 4.5 Euro, Granada Card’a ücretsiz.

Bu iki eserin hemen yanında bir zamanların medresesi olan ‘Madraza’ var. Elhamra’da örneğini bolca göreceğiniz küçük bir İslami mimari eser burası. Girip içerideki mihraba göz atıp çıkabilirsiniz, giriş ücretsiz.

Granada Card’la ücretsiz görebileceğiniz birkaç tarihi manastır daha var, ben bunlardan San Jerónimo’ya, La Cartuja’ya ve Abadía del Sacromonte’ye gittim. En çok hoşuma giden La Cartuja oldu. Abadía del Sacromonte, adından da anlaşılacağı gibi Sacromonte tarafında, C2 otobüsüyle gidiliyor. İçeride katakomb tarzı mağaraları görme şansınız vs. olsa da rehber sadece İspanyolca konuşuyor. Buranın bence tek olayı müthiş güzel bir manzaralı bir yoldan gelme şansı veriyor olması bence. Ama La Cartuja’yı tavsiye ederim. Hele siyah beyaz mermerli zemini ve insanın gözünü yoran tavanıyla şapel kısmı oldukça farklıydı.

Granada tarihi yapılar açısından çok zengin olsa da fazla müze yok. Merkezin biraz dışında diyebileceğimiz bir bölgede yer alan Bilim Müzesi (Parque de las Ciencias), oldukça geniş, büyük bir müze. Robotlara, anatomiye, hayvanlara dair geniş bir koleksiyonun yer aldığı, kelebek koleksiyonu ve astronomik gözlem kulesi gibi ayrı bölümlerin de bulunduğu bu müze, dünyadaki birçok örneği gibi daha çok çocuklara hitap eden bir özellikte. Giriş 6 Euro, Granada Card’a ücretsiz. Şehir merkezinden, önünde ‘LAC’ yazan otobüsle gidiliyor.

Hemen karşıdaki Cajagranada Kültür Merkezi (Centro Cultural Cajagranada), bazı tarihi ve sanatsal eserlerin sergilendiği yine çok modern bir binaya kurulmuş bir müze. Granada Card’la buraya giriş de ücretsiz.

Zamanınız varsa şehrin güneyinde yer alan Federico Garcia Lorca evini görmeyi düşünebilirsiniz, ünlü şairin ömrünün bir kısmını geçirdiği ev, şairle aynı adı taşıyan parkın ortasında. Ben gittiğimde tadilatta olduğu için ne yazık ki ben göremedim.

Granada’ya gelip görebileceğiniz yerlerden bir tanesi de boğa güreşlerinin yapıldığı arena, Plaza de toros. Tren garına çok yakın bir yerde bulunan arenaya gitmenizi öneririm, boğa güreşi olmadığı zamanlar da ziyarete açık, ancak siesta arası var elbette. Ben zamanımı iyi ayarlayamadığım için kapalıyken oraya gittim ve maalesef içeriyi görme fırsatı bulamadım.

Özetle, çok net söylemem gerekirse Granada gezip dolaştığım şehirler içinde kendine has bir yer edinmiş oldu. Dolaşması en keyifli şehirlerden biriydi benim için. Sevilla’ya çok iyi gezemedim, ama Granada’nın havası burada yoktu, daha çok metropol gibiydi. Málaga, Córdoba, Almería gibi diğer şehirlerini görmesem de bir Güney İspanya gezisinin olmazsa olmazı olarak Granada -ve Elhamra’ya- plânlarınızda mutlaka yer vermenizi öneririm.

İletişim

Bu yazıyla ilgili sorularınızı, yazıya yorum yaparak bana iletebilirsiniz. Ancak sizden ricam, önceki yorumları da okumanız, belki de aynı soru önceden sorulmuştur.