Bulgaristan,  Ülkeler

Rilski Manastırı Yolculuğum – Sofya, Bulgaristan

For the English version of this article, click here.

Rilski Manastırı’na gidiş çok kolay değil, öncelikle bunu belirtmek lazım. Eğer benim gibi zor yolu seçtiyseniz hele, bütün ara duraklarda ben ne için bunlarla uğraşıyorum dersiniz. Ama Sofya’da görülecek az sayıda yere gidip de canınız sıkılınca farklı bir yere gitmek isteyecek ve ya burayı ya da Belogradcik’i tercih edeceksiniz. Belogradçik, Kapadokya gibi bir yer ama daha uzak ve gidişi daha zahmetli. Oranın yerine UNESCO dünya mirası listesindeki bu 1000 yıl önce kurulmuş, sonradan yeniden inşa süreci yaşasa da yüzyılların öncesinden kalma atmosferini yaşatan manastırı düşünebilirsiniz.

Rilski Manastırı (Rila Monastery, Rila Manastırı olarak da biliniyor) gerçekten Bulgaristan’ın en çok ziyaret edilen yerlerinden bir tanesi. Ancak Sofya şehir merkezine yaklaşık 112 km uzaklıkta ve dağların içinde bir yer olduğundan gidip gelmesi kolay değil. Bu yazıda kendim deneyip hafif pişman olduğum yolu ve daha makul yolları sizlerle paylaşmak isterim.

Rilski Manastırı otobüsleri
Rilski Manastırı’na giden ve gelen otobüslerin saatleri, aynı zamanda manastır-otel’in kuralları…

Rilski Manastırı’na Ulaşım

Bu yolculuğu yapmadan önce ben de bazı araştırmalar yapmıştım elbette. Sofya’dan Rilski Manastırı’na doğrudan her gün bir tane otobüs gidip geldiğini önceden biliyordum. Bu otobüs her sabah 10.20’de Sofya Batı Otobüs Garı Ovcha Kupel’den kalkıyor, saat 15.00’te de manastırdan Sofya’da aynı yere dönüyor. Buraya Sofya şehir merkezinden 5 numaralı tramvayla ulaşıldığını, tek binişlik tramvay biletinin 1.60 leva olduğunu hatırlatayım. Gidiş yaklaşık 2.5 saat sürdüğünden sanki manastırı gezecek yeterli zamanım olmadığını düşünerek ben alternatif yolları araştırdım, biraz daha pahalıya mal olsa bile bana fazladan 1 saat kazandırması yeterliydi. Etrafı çok ormanlık olduğu için biraz dağlara tırmanma fırsatı bulabileceğim düşüncesiyle böyle bir riski almaya, belki de çok lüzumsuz olacak bir zahmete girmeye karar verdim.

Önceden yaptığım araştırmalarda manastıra en yakın yol üstü büyük yerleşim birimlerinin Blagoevgrad ve Dupnitsa olduğunu zaten biliyordum. Daha önce bu yolu tercih etmiş olan kişiler, bu şehirlerden otobüsle Rila’ya, oradan da taksi veya bir başka otobüsle manastıra ulaştıklarını yazmışlar. Ben neden yapamayacaktım ki? Blagoevgrad’dan daha rahat Rila otobüsü bulunduğu yazılmıştı, ben de o yüzden önce Blagoevgrad’a gitmeye karar verdim.

Sofya’dan Blagoevgrad’a giden, 7:40’ta kalkan bir tren buldum. Sabah ana tren istasyonuna gidip 7.5 levaya biletimi aldım. Yaklaşık 2.5 saat sonunda Blagoevgrad’a gelmiştik. Orada sora sora otobüs garını buldum, tren istasyonundan çıkınca sağ tarafta 100 metre kadar ötede… İçerideki gişeden Rila’ya kalkan ilk otobüse (11:00) 2 leva karşılığında bilet aldım. Köylerin içinden giden bir yolu takip ederek yaklaşık 35 dakikada Rila’ya vardık. Buradaki hedefim, benim gibi manastıra gitmek isteyen birkaç turist daha bulup birlikte taksiye binmekti. Böylece hem 1 saat sonra kalkacak otobüsü beklemek zorunda kalmaz, yine 2 levaya mal olacak otobüs biletinin üzerine az birşey koyarak hedefe varmaktı. Ama bu tür kompleks planlarda olduğu gibi işler umduğum gibi olmadı elbette. Otobüse binerken tüm yolcuları inceleyip turist olduklarına kanaat getirdiğim genç, çantalı bir çifti gözüme kestirmiştim aslında. Otobüsten inince onlarca konuştum, kendi aralarında Fransızca konuşuyorlardı, gerçekten manastıra gideceklermiş ama önce Rila’da ayarladıkları otele çantalarını bırakmak istiyorlarmış. Böylelikle ortada kaldım. Bir kere bu yola girdiğim için neye mal olursa olsun vazgeçmeyecektim. Otobüs şoförüne taksi sordum. Önce bir etrafa bakındı, sonra oraya yaklaşan sarı bir arabaya işaret ederek durdurdu. Taksi tabelası bile yoktu ama herhalde bu işi yapıyordu. Manastıra gidiş için 20 leva fiyat çekti. Başka çarem olmadığı için kabul edip yola çıktım. Yaklaşık yarım saat sonunda Rila’dan manastıra varmıştık. Yol boyunca Bulgaristan’ın eski rockçı dayılarında olduğunu tahmin ettiğim amcanın koyduğu AC-DC CD’si moralimi biraz yerine getirdi.

Rilski Manastırı Tavan Süslemeleri
Rilski Manastırı’nın tavan süslemeleri göz kamaştırıyor…

Rilski Manastırı harika bir doğanın orta yerine kurulmuş. Bir tarafta nehir akıyor, diğer tarafta ise sık ağaçların bulunduğu ormanlık bir tepe yükseliyor. Buralarda henüz hiçbir şey yokken tek başına inzivaya çekilmiş Aziz İvan’ın anısına müritleri tarafından inşa edilmiş. Zaman içinde bir yangın yaşasa da tekrar kurulmuş bu manastır gerçekten ilgi çekici bir yer. Manastırın kendisi küçük ama tavan süslemeleri ve iç tasarımı büyük ölçüde orijinale uygun şekilde duruyor. Yüksek surlarla çevrili kompleksin içinde gecelemek de mümkün, adeta bir otel gibi. Akşam saat 9’da kapılar kapandığında içeriden dışarı kimse çıkamıyor, dışarıdan içeri kimse giremiyor ve keşişlerle o geceyi geçirebiliyorsunuz. Eminim bu da farklı bir deneyimdir. Manastıra giriş ücretsiz, dini hatıraların sergilendiği müzeye giriş ise 8 leva.

Rilski Manastırı'nın Görkemli Avizesi
Rilski Manastırı’nın gösterişli bir avizesi ve loş ama etkileyici bir atmosferi var…

Benim bu planı yaparken hatam şu oldu, kompleksi hakkıyla gezmenin 2 saatten fazlasını alacağını düşündüm. Bu yüzden erken gelmek için bir sürü zahmete katlandım. Ama benim gibi fazlasıyla standart bir turist için yetermiş bu kadar zaman. Etrafın müthiş bir ormanla kaplı olduğunu söylemiştim. Ben de ormana bu iş için ayrılmış patikadan değil de sık ormanların içinden tırmanmaya kalkınca kısa zaman sonra daha yukarı gitmenin imkansız, geri dönmenin ise çok çok zor olduğu bir noktada kısılı buldum. Ayağım kaya kaya aşağı indim ve bu maceranın hatalı tercihimi kurtarmaya yetmeyeceğine ikna olarak saat 15:00’te Sofya’ya dönecek otobüsü beklemeye başladım. 11 leva karşılığında doğrudan Sofya’ya dönüş biletini alıp yaklaşık 2.5 saatte başkente döndük.

Olumsuz şekilde söylediklerime bakmayın, Rilski Manastırı gayet, güzel etkileyici bir yer. Bu nedenle Sofya  gibi düz bir şehirden uzaklaşmak için eğer fırsat bulursanız bunları değerlendirmenizi öneririm. Tekrar bir hatırlatma: İsimleri karıştırmayın lütfen, adını yakınlardaki dağ sırasından alan küçük Rila kasabası değil asıl gitmek istediğiniz yer. ‘Rilski Manastir’a gideceksiniz.

Rilski Manastırı Bahçesi
Manastırı çeviren duvarlar, han gibi konaklayabileceğiniz odaları barındırıyor.
İletişim

Bu yazıyla ilgili sorularınızı, yazıya yorum yaparak bana iletebilirsiniz. Ancak sizden ricam, önceki yorumları da okumanız, belki de aynı soru önceden sorulmuştur.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir