ABD

Son güncelleme tarihi: 19 Aralık 2023

Amerika denince akıllara öncelikle Amerika Birleşik Devletleri geliyor haliyle. Dünyanın süper güçlerinin en önde gelenlerinden biri olmakla birlikte, turistik anlamda Avrupa’dan çok farklı. Nispeten yeni inşa edilmiş şehirler barındırdığı için, Avrupa’daki gibi aşırı tarihi kiliseler, antik kentler veya yüzlerce yıllık old town’lar yok Amerika’da. Ama ulaşım açısından oldukça gelişmiş, yüksek teknolojiyle donatılmış gökdelenlerle dolu, ızgara gibi birbirini kesen sokaklarıyla ve geniş parklarıyla 72 milletten insanın gelip yerleştiği şehirler var burada. Avrupa’daki tadı alamasanız da bir tat alacağınız kesin bence.

Tabii ki Amerika’ya gelebilmek için vize almanız gerekiyor. Zamanında ABD’den B1/B2 vizesi alırken yaşadığım tüm süreçleri anlattığım Ankara’dan ABD Vizesi alma konusunda yazdığıma yazıma göz gezdirmenizi öneririm ilk önce.

Vizenizi aldıysanız, sıra ABD’de gördüğüm şehirlerle ilgili yazdıklarıma geliyor. ABD’de gördüğüm ilk şehir olan, Massachusetts eyaletinin başkenti Boston’la ilgili yazımı okuyarak bu güzel üniversiteler şehri hakkında bilgi edinebilirsiniz.

ABD’ye yaptığım ikinci ziyaretimde daha uzun kaldım ve daha fazla şehir görme imkanına eriştim. ABD’nin en büyük 3. şehri Chicago’da gezdiğim yerlerle ilgili yazdığım yazıda, bu şehrin önemli müzelerine, parklarına ve atmosferine dair yaşadıklarımı okuyabilirsiniz. Chicago gerçek bir spor şehri ve Amerika’nın bütün profesyonel liglerinde temsilcisi var. Amerika Futbol Ligi NFL’de şehri temsil eden Chicago Bears’ın, San Francisco 49ers ile yaptığı bir maçı izlemiş olduğum için sadece kendimi şanslı saymıyorum, aynı zamanda tribünlerdeki ortamı ve taraftarların davranışlarını inceleyebildiğim için de öğretici bir deneyim yaşadığımı düşünüyorum.

ABD’de Chicago ve Boston haricinde gezme imkanı bulduğum bir diğer ironik şehir de San Francisco’ydu. Hem şehirde, hem de şehrin yakınlarındaki birkaç yerde zaman geçirme şansı yakaladım ve buralarla ilgili yazılar yazdım. San Francisco’da gezilecek yerler yazımın yanı sıra, körfez içinde yer alan Alcatraz’a yaptığım geziye ve ABD’nin en güzel milli parklarından biri olan Yosemite’yi görmek için katıldığım günübirlik tura dair de yazılarımı okumanızı öneririm.

Amerika’da sadece çok bilinen ve büyük şehirlere gitmedim tabii. Bir konferans vesilesiyle gittiğim Cleveland’ı biz LeBron James ve Cavaliers takımıyla tanısak da aslında Cleveland çok büyük veya güzel bir şehir değil, hatta ülkenin diğer şehirlerinde yaşayanlar tarafından alay konusu edilecek kadar düz ve kimliksiz bir şehir olarak kabul ediliyor. Yine de burada gezilecek görülecek yerler yok değil, bunları Cleveland’da gezilecek yerler yazımda derledim.